Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish Ansiklopedik

Turkish Turkish Ansiklopedik
ERGİNTUĞ : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
(bkz. ergin)

ERGUN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(far.) er.
sert başlı, oynak ve hızlı giden at. ergun celaleddin çelebi: türk sufı. mevlananın soyundandır. kütahya mevlevi hanesine de şeyhlik yapmıştır

ERGUNALP : Turkish Turkish Ansiklopedik

(fti.) er.
hızlı, çevik, yiğit

ERGUNER : Turkish Turkish Ansiklopedik

(fti.) er.
hızlı, çevik erkek

ERGUVAN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(far.) er.
kırmızımtrak bir çiçek

ERGÖK : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
(bkz. ergin)

ERGÖKMEN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
mavi gözlü, sanşın kimse

ERGÖNÜL : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
gönül eri, iyi insan

ERGÜDEN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
yiğitlik eden erkek.
sevk ve idare kabiliyeti olan, lider

ERGÜDER : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
(bkz. ergüden)

ERGÜL : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.)
nadide gül, tek gül.
erkek ve kadın adı olarak kullanılır

ERGÜLEÇ : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
güleryüzlü erkek

ERGÜMEN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
amacına, isteğine kavuşan

ERGÜN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
yumuşak uysal kimse.
sulu kar, sulu saf kar

ERGÜNAY : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
(bkz. ergün)

ERGÜNER : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
yumuşak huylu, uysal erkek

ERGÜVEN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
kendine güvenen

ERGÜVENÇ : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
güven duyulan kimse

ERGÜÇ : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
erkek gücü

ERHAN : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
iyi, adaletli hükümdar

ERİB : Turkish Turkish Ansiklopedik

(ara.) er.
akıllı, zeki kimse

ERİBE : Turkish Turkish Ansiklopedik

(ara.) ka.
(bkz. erib)

ERİKE : Turkish Turkish Ansiklopedik

(ara.) ka.
taht

ERİKER : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
becerikli, yürekli adam

ERİM : Turkish Turkish Ansiklopedik

(tür.) er.
bir şeyin erebileceği uzaklık.
vakıf olmak, yetmek