Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish Encyclopedic

Turkish Turkish Encyclopedic
MİRZA : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: FarsçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Emiroğlu beyi, hükümdar soyundan gelen. Doğu Türk devletlerinde asalet unvanı

MİTHAT : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Övme

MİZAN : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Terazi. Sağlama

MIKLEB : Turkish Turkish Encyclopedic

Eski kitap ciltlerinde bir yanı alt kapağın dış kenarındaki sertaba bağlanan, öteki yanı üçgen biçiminde olan parça.*

MIKNATIS : Turkish Turkish Encyclopedic

Mıknatısların (demiri çekebilen madde veya nesneler) özellikleri. Yunanca mıknatıs anlamına gelen "magnetos"tan.*

MISRA : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Şiirin Bir Satırı

MISIR : Turkish Turkish Encyclopedic

Bir tarım bitkisi ve onun tanesi....Mısır Arap CumhuriyetiKuzeydoğu Afrika'da devlet.Başkenti: KahireYönetim şekli: CumhuriyetDevlet başkanı: Hüsnü Mübarek*

NABİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Haberci, Haber Veren. Yüksek, Yüce

NABİA : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Yerden Çıkıp Fışkıran, Kaynayan, Akan

NABİYE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Ulu, Şerefli Kimse. Sonradan Şair Olan Kimse. Haberci, Haber Veren

NABİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Haberci, haber veren. Yüksek, yüce

NABİA : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Yerden çıkıp fışkıran, kaynayan, akan

NABİYE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Ulu, şerefli kimse. Sonradan şair olan kimse. Haberci, haber veren

NACİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Necat Bulan, Kurtulan, Selamete Kavuşan. Cennetlik

NACİL : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Soyu Sopu Temiz Olan Kimse

NACİYE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: (Necat Bulan) Kurtulan, Selamete Kavuşan. Cehennemden Kurtulmuş, Cennetlik

NACİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Necat bulan, kurtulan, selamete kavuşan. Cennetlik

NACİL : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Soyu sopu temiz olan kimse

NACİYE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: (Necat bulan) Kurtulan, selamete kavuşan. Cehennemden kurtulmuş, cennetlik

NADAN : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: FarsçaCinsiyeti: KızAnlamı: Kaba, dobra

NADİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Nida Eden, Haykıran, Çağıran. Toplantı, Meclis, (Bkz. Nida)

NADİDE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: FarsçaCinsiyeti: KızAnlamı: Görülmemiş Görülmedik. Pek Seyrek Bulunan, Çok Değerli

NADİM : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Pişmanlık Duyan, Pişman. Tevbe Eden

NADİME : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Pişmanlık Duyan, Pişman. Tövbe Eden

NADİR : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Seyrek, Az, Ender Bulunur