Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish Encyclopedic

Turkish Turkish Encyclopedic
CEBE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Zırh. Osmanlıda silah ihtiyacını karşılayan aracın adı

CEBECİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Osmanlı Devleti'nde Kapıkulu yayalarının silahlarını üreten, onaran ve bakımını yapan, savaşta askerlere silah ve cephanesini ulaştıran kapıkulu yayalarından geri hizmette bir askeri sınıtı. Fatih Sultan (II.) Mehmet zamanında kurulmuş ve 1826 yılında Vaka-i Hayriye (hayırlı olay) olayı ( Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ) ile ortadan kaldırılmıştır. (*a.)*

CEBECİBAŞI : Turkish Turkish Encyclopedic

Osmanlı Devleti'nde Kapıkulu Yayalarından Cebeci Ocağı'nın komutanıdır. (*a.)*

CEBECİOCAĞI : Turkish Turkish Encyclopedic

Osmanlı ordusunda, Kapıkulu yayalarından Cebeci askerlerinin bağlı olduğu ağa bölüğü idi. (*a.)*

CEBEHANE : Turkish Turkish Encyclopedic

Osmanlı Devleti'nde Kapıkulu yayalarının savaş araç ve gereçlerinin saklandığı, Cebeci Ocağı'nı sorumluluğunda olan depoydu. (*a.)*

CEBEHANE OCAĞI : Turkish Turkish Encyclopedic

1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ( Vaka-i Hayriye Olayı ) üzerine, yeniden örgütlenen eski Cebeci Ocağı'nın yerini tutan bölüktür. (*a.)*

CEBEL : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Dağ. Tarıma elverişsiz arazi

CEBELİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kendilerine tımar ve zeamet verilen dirlik sahiplerinin dirlik gelirleri oranında beslemek zorunda oldukları tam donanımlı atlı askerleri idi. Türk kökenlilerden seçilen bu askerler barışta iç güvenlikten sorumlu olup, savaşta dirlik sahibinin komutasında Osmanlı ordusunun eyalet askerlerine katılırlardı. (*a.)*

CEBELİTARIK : Turkish Turkish Encyclopedic

Akdeniz'in Batı ucunda yer alan bir İngiliz kolonisidir. Cebelitarık Boğazı, Afrika'yı Avrupa'dan ayıran, en dar yeri 15 km, uzunluğu 58 km olan bir boğazdır. (*a.)*

CEBELÜ BEDELİYESİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Tımar ve zeamet türünde bir çok dirliklerden ve özellikle Eşkincili vakıf ve mülklerden zamanla da cebellü askeri yerine onun giderlerine eşit miktarda alınan paradır. Bu uygulama giderek bir vergi halini almıştır. Özellikle Tımarlı sipahi sistemi bozulduktan sonra bu uygulama yaygınlaşmıştır. (*a.)*

CEBERUT : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: FarsçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: İbranice "kudret" anlamına gelmektedir

CEBİR : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Zorlamak. Düzeltme, Onarma. Kırık Veya Çıkık Bir Kemiği Yerleştirip Sarmak

CEBİRE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Zorlamak. Düzeltme, Onarma

CEBRAİL : Turkish Turkish Encyclopedic

İslam, Hıristiyan ve Musevi inançlarında dört önemli melekten biridir. Müslümanlıkta, Hz. Muhammet'e ve öteki peygamberlere ( resul ) vahiy indirmek ile görevli idi.*

CEBRAİL : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Peygamberlere vahiy getiren dört büyük melekten biri. Cibril, İbranice Allahın kulu

CEBRİ İCRA (ZORLAMA) : Turkish Turkish Encyclopedic

Hukukun, borcunu yerine getirmeyen kimseyi borcunu yerine getirmeye zorlama biçimindeki yaptırımı

CEBİR : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı:Zorlamak. Düzeltme, onarma. Kırık veya çıkık bir kemiği yerleştirip sarmak

CEBİRE : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: KızAnlamı: Zorlamak. Düzeltme, onarma

CEHDİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Uğraşan, Çalışan. Çaba Ve Gayret Gösteren

CEHDİ : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Uğraşan, çalışan. Çaba ve gayret gösteren

CEHİD : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Çalışma, Çabalama, Uğraşma

CEHİT : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı: Çalışma, Çabalama, Uğraşma

CEHİD : Turkish Turkish Encyclopedic

Kökeni: ArapçaCinsiyeti: ErkekAnlamı:Çalışma, çabalama, uğraşma