Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AKMAK, -AR : Turkish Turkish

(sıvı bir madde için) bir yerden çıkmak

AKMAK, -AR : Turkish Turkish

(bir kap ya da bir yer) ıçindeki ya da üstündeki sıvıyı sızdırmak

AKMAK, -AR : Turkish Turkish

çabucak savuşmak; ortadan kaybolmak

AKMAK, -AR : Turkish Turkish

art arda ve toplu olarak gitmek

AKMAK, -AR : Turkish Turkish

(kumaş için) yıpranıp iplikleri erimeye başlamak

AKMAK, -AR : Turkish Turkish

(zaman için) çabuk geçmek

AKMAK, -AR : Turkish Turkish

(para vb. için) bol bol gelmek, gitmek

AKMAK, -AR : Turkish Turkish

(boya için) birbirine karışmak ya da ıslanıp erimek

AKMANTAR : Turkish Turkish

tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçimantarı (agaricus campestris)

AKMASA DA DAMLAR : Turkish Turkish

çok değilse bile, az çok yarar sağlar

AKMAZ : Turkish Turkish

akarsuların türlü nedenlerle bıraktığı yatak

AKMAZ : Turkish Turkish

ir yere akıntısı olmayan küçük göl

AKONİTİN : Turkish Turkish

oğanotundan çıkarılan ve hekimlikte kullanılan zehirli bir madde

AKONT, -TU : Turkish Turkish

ödenmesi gereken bir paranın, alacağa sayılarak bir bölümünün ödenmesi

AKORDİYON : Turkish Turkish

üstündeki düğmelere ya da tuşlara basarak, metal dilcikleri titreterek çalınan körüklü, klavyeli, elde taşınabilir bir çalgı

AKORDİYON : Turkish Turkish

kumaşlarda makineyle yapılmış kırma

AKORDİYON : Turkish Turkish

(karton, kumaş vb.) çok katlamalı biçim ya da desen

AKORDİYON (GİBİ) OLMAK : Turkish Turkish

(kazada) ezilmek

AKORDİYONCU : Turkish Turkish

akordiyon çalan kimse

AKORT : Turkish Turkish

ir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama

AKORT : Turkish Turkish

armoniyi sağlayan seslerin birleşmesi

AKORT : Turkish Turkish

gitar, piyano gibi sazlarda birden çok sesin karışımı

AKORT ETMEK : Turkish Turkish

müzik aygıtlarının seslerini ayarlamak, düzenlemek

AKORTÇU : Turkish Turkish

piyano ve org gibi müzik aygıtlarını ayarlamayı meslek edinmiş kimse

AKORTLU : Turkish Turkish

akordu olan, akort edilmiş