Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AKROFOBİ : Turkish Turkish

yükseklik korkusu

AKROMATİK : Turkish Turkish

eyaz ışığı çözümlemeden geçiren, renksemez

AKROMATİK : Turkish Turkish

gözede boyayı kabul etmeyen (bölüm)

AKROMATİK İĞİPLİK : Turkish Turkish

mitozun ilk evresi sonunda bütün gözelerde beliren ve göze boyalarıyla pek boyanamayan iğ biçimindeki oluşum

AKROMATİN : Turkish Turkish

göze çekirdeği içindeki ince iplikçiklerden yapılmış, kromatin ile boyanmamış olan kromozomları oluşturan bölüm

AKROPOL, -LÜ : Turkish Turkish

eski yunan kentlerinde, kentin en yüksek yeri ve burada bulunan tapınak

AKROSTİŞ : Turkish Turkish

her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okununca ortaya bir ad ya da söz çıkacak biçimde düzenlenmiş koşuk, °muvaşşah, °tevşih

AKS : Turkish Turkish

dingil

AKSAK : Turkish Turkish

ayağı hafifçe topallayan, topal

AKSAK : Turkish Turkish

ıyi gitmeyen, iyi işlemeyen, aksayan

AKSAK : Turkish Turkish

türk müziğinde oldukça kıvrak bir usul

AKSAK EŞEKLE YÜKSEK DAĞA ÇIKILMAZ : Turkish Turkish

eksik araçlarla temiz iş yapılmaz

AKSAKAL : Turkish Turkish

sakalı ağarmış, yaşlı, ihtiyar

AKSAKAL : Turkish Turkish

evliya, ermiş

AKSAKLIK : Turkish Turkish

aksak olma durumu

AKSAKLIK : Turkish Turkish

aksilik, terslik, bir işte karşılaşılan düzensiz durum

AKSAM : Turkish Turkish

kısımlar

AKŞAM : Turkish Turkish

gündüzün son ve gecenin ilk saatleri

AKŞAM : Turkish Turkish

gece

AKŞAM : Turkish Turkish

geceden önceki vakit, ikindi, gün sonu, tün, öğleden sonra

AKŞAM : Turkish Turkish

havanın kararması, karanlık

AKŞAM AHIRA SABAH ÇAYIRA : Turkish Turkish

hayatta, yiyip içip yatmaktan başka kaygısı olmayanlar için söylenir

AKŞAM AKŞAM : Turkish Turkish

akşamın olduğu şu dar zamanda

AKŞAM BASKISI : Turkish Turkish

gazetecilikte geç baskı

AKŞAM DAN AKŞAMA : Turkish Turkish

her akşam