Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AKŞAMLARI : Turkish Turkish

her akşam

AKŞAMLEYİN : Turkish Turkish

akşam vakti, günün geç saatlerinde

AKŞAMLI SABAHLI : Turkish Turkish

her akşam ve her sabah

AKŞAMLI SABAHLI : Turkish Turkish

(bir olayın) hem gece hem de gündüz sürmesi

AKŞAMLIK : Turkish Turkish

akşama özgü olan, akşam için

AKŞAMLIK SABAHLIK : Turkish Turkish

neredeyse, kaçınılmaz sonuç, pek yakın

AKŞAMSEFASI, -NI : Turkish Turkish

gecesefası

AKŞAMÜSTÜ, AKŞAMÜZERİ : Turkish Turkish

güneşin battığı sıralarda, akşama doğru

AKŞAMYILDIZI, -NI : Turkish Turkish

venüs, çulpan

AKSAN : Turkish Turkish

sözcük, sözcük öbeklerinde vurgunun değerlendirilmesi, vurgu, vurgu imi

AKSAN : Turkish Turkish

ir ülkenin insanlarına, bir çevreye özgü ses perdesi değişiklikleri, şive, ağız

AKSATA : Turkish Turkish

alışveriş

AKSATILMAK : Turkish Turkish

dizisel bir işlemde dizi geri bırakılmak

AKSATMAK : Turkish Turkish

aksamasına yol açmak, bir işi gereği gibi yürütmemek

AKSAYIŞ : Turkish Turkish

aksaklık, aksama

AKSEDİR : Turkish Turkish

kaplaması mobilyacılıkta kullanılan, açık kahverengi özodunlu olan bir ağaç (thuya occidentalis)

AKSELEROGRAF : Turkish Turkish

ıvmeyazar

AKSELEROMETRE : Turkish Turkish

ıvmeölçer

AKSEPTANS : Turkish Turkish

yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi

AKSEPTANS : Turkish Turkish

poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama

AKSESUAR : Turkish Turkish

ir aygıtın, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan, aygıt, araç ya da nesne

AKSESUAR : Turkish Turkish

konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan bir sahne içinde yer alan ya da oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya

AKSESUAR : Turkish Turkish

kadın giyiminde giysiyi bütünleyen ayakkabı, çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher gibi eşyalar

AKSESUARCI : Turkish Turkish

tiyatro ya da sinemada aksesuarı hazırlayan kimse

AKSETMEK : Turkish Turkish

(ses) bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yansımak, yankı vermek