Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ALI AL MORU MOR : Turkish Turkish

telaş ya da yorgunluktan yüzü kıpkırmızı kesilmiş

ALİ KIRAN BAŞ KESEN : Turkish Turkish

zorba

ALIÇ : Turkish Turkish

gülgillerden, kırlarda yetişen yabani bir ağaç (crataegus)

ALIÇ : Turkish Turkish

u ağacın mayhoş yemişi

ÂLİCENAP : Turkish Turkish

ağışlayıcı, yüksek gönüllü, yüce gönüllü, °cömert

ÂLİCENAP : Turkish Turkish

onurlu, şerefli

ÂLİCENAPLIK : Turkish Turkish

ağışlayıcı olma durumu, bağışlayıcılık, yüksek ruhluluk, yüce gönüllülük, cömertlik

ALİCENGİZ : Turkish Turkish

kurnazca ve haince düzen anlamında kullanılan "alicengiz oyunu" deyiminde geçer

ALICI : Turkish Turkish

satın almak isteyen kimse, °müşteri

ALICI : Turkish Turkish

kendisine bir şey gönderilen kimse

ALICI : Turkish Turkish

ir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren aygıt

ALICI : Turkish Turkish

almaç, °ahize, °reseptör

ALICI : Turkish Turkish

azrail

ALICI : Turkish Turkish

avlayıcı, vahşi

ALICI : Turkish Turkish

sinema, televizyon v.b.de g örüntüleri alan aygıt, °kamera

ALICI GÖZLE (GÖZÜYLE) BAKMAK : Turkish Turkish

inceden inceye gözden geçirmek

ALICI KUŞ : Turkish Turkish

atmaca

ALICI VERİCİ : Turkish Turkish

ağışladığını geri alan

ALICI YÖNETMENİ : Turkish Turkish

alıcıyı doğrudan doğruya çalıştıran ve yöneten, alıcı devinimlerini gerçekleştiren, görüntülerin film üzerine saptanmasını sağlayan kimse, °kameraman

ALICI YÖNETMENİ : Turkish Turkish

televizyon alıcısını doğrudan çalıştıran kimse, °kameraman

ALIK : Turkish Turkish

akılsız, sersem, budala, °ebleh

ALIK : Turkish Turkish

hayvan çulu

ALIK : Turkish Turkish

eskimiş giyecek

ALIK ALIK : Turkish Turkish

aptalca, şaşkın şaşkın, aptal aptal

ALİKIRAN : Turkish Turkish

"çok zorba" anlamında kullanılan "alikıran başkesen" deyiminde geçer