Turkish Turkish
(BİR YERDE) HAZIR BULUNMAK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish
ir yerde var olmak, kendi bulunmak
(BİR YERDE) HAZIR BULUNMAK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish
ir şeyi hemen yapabilecek durumda olmak
(BİR YERDE) İKAMETE MEMUR EDİLMEK : Turkish Turkish
sürgün cezası verilmek
(BİR YERDEN) PAYANDALARI ÇÖZMEK : Turkish Turkish
ayrılmak, kaçmak, uzaklaşmak
(BİR YERE) ADIM ATMAMAK : Turkish Turkish
gitmemek, uğramamak, aramamak
(BİR YERE) KAKILIP KALMAK : Turkish Turkish
eklemek zorunda kalmak, hiçbir yere gidememek
(BİR YERE) KAPAKI ATMAK : Turkish Turkish
sıkıntısız, rahat bir yere sığınmak, kaçıp kurtulmak
(BİR YERE) KENDİNİ ATMAK : Turkish Turkish
sıkıntılı ya da tehlikeli bir ortamdan kendini kurtarmak
(BİR YERE) KENDİNİ DAR ATMAK : Turkish Turkish
sıkıntı veren bir yer ya da durumdan güçlükle kurtulmak
(BİR YERE) PARMAK BASMAK : Turkish Turkish
imza yerine parmağını mürekkebe batırarak bir yere bastırmak
(BİR YERE) PARMAK BASMAK : Turkish Turkish
ir konu üzerine dikkati, ilgiyi çekmek
(BİR YERE) TEMEL KAKMAK : Turkish Turkish
ulunduğu yerden ayrılacak gibi olmamak
(BİR YERE) YOLU DÜŞMEK : Turkish Turkish
o yerden geçmesi gerekmek
(BİR YERE) YOLU DÜŞMEK : Turkish Turkish
sırası gelmek
(BİR YERİ BİRİNE) ZİNDAN ETMEK : Turkish Turkish
(bir yeri) yaşanmaz, zevk alınmaz bir duruma getirmek
(BİR YERİ) ADIM ADIM GEZMEK : Turkish Turkish
her yerini dolaşıp görmek
(BİR YERİ) AVCUNUN İÇİ GİBİ BİLMEK : Turkish Turkish
orayı çok iyi ve ayrıntılı olarak bilmek
(BİR YERİ) CURCUNAYA ÇEVİRMEK, DÖNDÜRMEK ( YA DA CURCUNAYA VERMEK) : Turkish Turkish
ortalığı karışık, gürültülü duruma sokmak
(BİR YERİ) EZBERE BİLMEK : Turkish Turkish
o yerin her yanını iyice bilmek
(BİR YERİ) IRGAT PAZARINA DÖNDÜRMEK : Turkish Turkish
karışık ve dağınık bir duruma getirmek
(BİR YERİ) KOMŞU KAPISINA ÇEVİRMEK : Turkish Turkish
yakın olmadığı ve sık sık uğranılması gerekmediği halde bir yere çok sık gitmek
(BİR YERİ) ÖRÜMCEK SARMAK : Turkish Turkish
ir yer örümcek ağları ile dolmak
(BİR YERİ) PATIRTIYA VERMEK : Turkish Turkish
telaş ve karışıklığa yol açmak
(BİR YERİ) PİSLİK GÖTÜRMEK : Turkish Turkish
o yer, çok pis olmak
(BİR YERİ) SEL GÖTÜRMEK : Turkish Turkish
çok yağmur yağmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani