Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İSRAFA KAÇMAK : Turkish Turkish

gereksiz yere aşırı harcamalarda bulunmak

ISRAİLLİ : Turkish Turkish

ısrail halkından olan (kimse)

ISRAR : Turkish Turkish

direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma, caymayarak direnme

ISRAR ETMEK : Turkish Turkish

ir konuda, bir düşüncede sürekli direnmek, ayak diremek

ISRAR ETMEK : Turkish Turkish

çok istemek

ISRARLA : Turkish Turkish

ısrarlı bir biçimde

ISRARLI : Turkish Turkish

üstünde durulan, çok istenen

İŞREME : Turkish Turkish

ir şeyi tiksindirici bulma, tiksinme, iğrenti

İŞRET, -Tİ : Turkish Turkish

ıçki

İŞSİZ : Turkish Turkish

ışi olmayan

ISSIZ : Turkish Turkish

kimse bulunmayan ya da az kimse bulunan, °tenha

ISSIZ : Turkish Turkish

yalnız, kimsesi olmayan

İŞSİZ GÜÇSÜZ : Turkish Turkish

yapacak hiçbir işi olmayan ya da iş tutmayan

ISSIZ KALMAK : Turkish Turkish

ıssızlaşmak, tenhalaşmak

ISSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

issız duruma gelmek, tenhalaşmak

İŞSİZLİK : Turkish Turkish

ışsiz kalma, iş bulamama durumu

İŞSİZLİK : Turkish Turkish

ir işyeri için durgunluk dönemi

İŞSİZLİK : Turkish Turkish

ir ülkede ya da bölgede iş bulunmaması durumu

ISSIZLIK : Turkish Turkish

issız olma durumu, yalnızlık, tenhalık

ISSIZLIK ÇÖKMEK : Turkish Turkish

ıssız, tenha duruma gelmek, tenhalaşmak

İŞSİZLİK SİGORTASI : Turkish Turkish

işini yitiren işçinin belirli bir süre için yararlandığı sigorta

İSTADYA : Turkish Turkish

uzakta bulunan iki noktanın arasını ölçmekte kullanılan aygıt

İŞTAH : Turkish Turkish

yemek yeme isteği

İŞTAH : Turkish Turkish

ıstek, °arzu

İŞTAH AÇMAK : Turkish Turkish

yemek isteğini artırmak