Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İYİMSERLİK : Turkish Turkish

her şeyi en iyi yanından gören, her durumda iyi bir çıkış yolu uman dünya görüşü, nikbinlik, °optimizm

İYİMSERLİK : Turkish Turkish

ınsanlığın ilerlemesine, bütün durum ve koşulların iyiye gideceğine inanan öğretilerin genel adı

İYİSİ : Turkish Turkish

en doğru olanı

İYİSİ Mİ : Turkish Turkish

yapılacak en doğru, en uygun olan iş

İYİYE ÇEKMEK : Turkish Turkish

ir düşünce ya da olayı olumlu yönüyle değerlendirmek

İYİYE İYİ, KÖTÜYE KÖTÜ DEMEK : Turkish Turkish

hatır için söz söylememek, dürüst olmak

İYODÜR : Turkish Turkish

ıyotun bir element ya da bir bileşikle verdiği bileşim

İYON : Turkish Turkish

ir ya da daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atom ya da bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık, yükün

İYONİK : Turkish Turkish

ıyonlardan oluşan, iyonlarla ilgili

İYONLANMA : Turkish Turkish

iyonlaşma

İYONLAŞMA : Turkish Turkish

moleküllerin parçalanmasıyla ya da atomlara, moleküllere, molekül gruplarına elektron katılması ya da çıkarılmasıyla iyonların oluşması

İYONLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir ortamda iyonlar oluşturmak

İYONYUVARI, -NI : Turkish Turkish

yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin güneş ışınlarıyla iyonlaştığı
400 km. yükseklikler arasındaki katman

İYOT : Turkish Turkish

atom numarası 33, atom ağırlığı 126,92 olan, doğada deniz suyunda sodyum iyodür durumunda ve kimi deniz bitkilerinde de çokça birikmiş olarak bulunan, mavimtırak esmer renkte katı bir element, simgesi i

İYOT GİBİ AÇIĞA ÇIKMAK : Turkish Turkish

kusuru, suçu, hatası kolayca anlaşılmak

İYOTLAMA : Turkish Turkish

ıçme sularındaki mikropların iyot etkisiyle giderilmesi

İYOTLAMA : Turkish Turkish

organik bir bileşikte hidrojenin iyotla yer değiştirmesi

İYOTLAMAK : Turkish Turkish

ir bileşiğe kimyasal yolla iyot bağlamak

İYOTLU : Turkish Turkish

ileşiminde iyot bulunan

İYOTÖLÇÜM : Turkish Turkish

kimyasal yöntemlerle serbest iyot niceliğini belirleme

İZ : Turkish Turkish

ir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, °nişan, °alamet

İZ : Turkish Turkish

ir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

İZ : Turkish Turkish

ir olay ya da bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, °emare

İZ : Turkish Turkish

ir olay, bir durum ya da yaşayıştan geride kalan belirti, °eser

İZ : Turkish Turkish

ir düzlemin başka bir düzlemle ya da bir doğruyla kesişmesinden doğan arakesit