Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İZ BIRAKMAK : Turkish Turkish

somut, soyut kalıcı etki bırakmak

İZ SÜRMEK : Turkish Turkish

izlemek, arkasından gitmek, takip etmek

İZ SÜRMEK : Turkish Turkish

av sırasında hayvanın ayak izlerine bakarak gittiği yeri bulmaya çalışmak

İZABE : Turkish Turkish

madenleri ergitme, sıvı duruma getirme

İZABE FIRINI : Turkish Turkish

maden ergitme ocağı

İZABE NOKTASI : Turkish Turkish

madenin sıvı duruma getirildiği derece

İZAÇ : Turkish Turkish

unaltma, can sıkma, tedirgin etme

İZAÇ ETMEK : Turkish Turkish

unaltmak, can sıkmak, tedirgin etmek

İZAFE : Turkish Turkish

(bir şeye ya da bir kimseye) bağlama, mal etme, yakıştırma

İZAFE : Turkish Turkish

katma, ekleme, ilave etme

İZAFE ETMEK : Turkish Turkish

ağlamak, yüklemek, mal etmek

İZAFE ETMEK : Turkish Turkish

katmak, eklemek, ilave etmek

İZAFET : Turkish Turkish

ağıntı, görelik

İZAFETEN : Turkish Turkish

(bir şeye ya da kimseye) bağlanarak, dayanarak, ilişik olarak, mal edilerek

İZAFETEN : Turkish Turkish

(bir kimsenin adına) saygı göstermek amacıyla

İZAFİ : Turkish Turkish

ağıl, bağıntılı, göreli, göreceli, °nispi, °rölatif

İZAFİLİK : Turkish Turkish

ağıl olma durumu, bağıntılı olma durumu, görelik, görecelik

İZAFİYE : Turkish Turkish

ağıntıcılık, görecilik, °rölativizm

İZAFİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ağıllık, bağıntılılık, görelilik, görelik, °rölativite

İZAH : Turkish Turkish

açıklama

İZAH ETMEK : Turkish Turkish

açıklamak, ayrıntılı bilgi vermek

İZAHAT : Turkish Turkish

açıklamalar

İZAHAT VERMEK ( YA DA İZAHATTA BULUNMAK) : Turkish Turkish

açıklamalarda bulunmak, ayrıntılı bilgi vermek

İZALE : Turkish Turkish

yok etme, giderme

İZALE ETMEK : Turkish Turkish

yok etmek, gidermek