Turkish Turkish
İZALE İ ŞÜYU : Turkish Turkish
ir mülk üzerindeki ortaklığı giderme
İZAM : Turkish Turkish
(bir kimseyi) gönderme, yollama
İZAM : Turkish Turkish
olduğundan büyük gösterme, büyütme, abartma
İZAM ETMEK : Turkish Turkish
üyütmek, abartmak
İZAN : Turkish Turkish
anlayış, anlama yeteneği
İZAN ETMEK : Turkish Turkish
anlayışlı davranmak, düşünmek
İZANLI : Turkish Turkish
anlayışlı, düşünceli
İZANSIZ : Turkish Turkish
anlayışsız, düşüncesiz
İZANSIZCA : Turkish Turkish
anlayışsız (bir biçimde); akılsızca, düşüncesizce
İZANSIZLIK : Turkish Turkish
anlayışsızlık, düşüncesizlik
İZAZ : Turkish Turkish
ağırlama
İZAZ ETMEK : Turkish Turkish
ağırlamak
İZAZ Ü İKRAM : Turkish Turkish
saygı gösterme ve ağırlama
IZBANDUT : Turkish Turkish
görünüşü ve davranışıyla korku veren (iriyarı adam)
IZBANDUT : Turkish Turkish
um korsanlarına verilen ad
IZBANDUT GİBİ : Turkish Turkish
çok iri, cüsseli (erkek)
İZBE : Turkish Turkish
asık, loş, nemli, kuytu (yer)
İZBE : Turkish Turkish
sapa
İZBELİK : Turkish Turkish
ızbe yer
İZBİRO : Turkish Turkish
çeşitli yükleri yukarı çekmek için halattan yapılmış sapan
İZCİ : Turkish Turkish
ız güderek aradığını bulabilen kimse
İZCİ : Turkish Turkish
dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirmek için kamplarda yetiştirilen genç
İZCİLİK : Turkish Turkish
ızci olma durumu ya da izcinin yaptığı iş
İZCİLİK : Turkish Turkish
gençleri ruh ve bedence sağlam ve yararlı bir biçimde yetiştirmeyi amaçlayan dünya çapındaki spor ve eğitim örgütü
İZDİHAM : Turkish Turkish
aşırı kalabalıkta sıkışma, yığılma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani