Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
IZDIRAP : Turkish Turkish

- ıstırap

İZDİVAÇ : Turkish Turkish

evlenme

İZDİVAÇ ETMEK : Turkish Turkish

evlenmek

İZDÜŞÜM : Turkish Turkish

ir ışık kaynağından çıkan ışınlarla ekran üzerinde görüntü oluşturma, °projeksiyon

İZDÜŞÜM : Turkish Turkish

u biçimde oluşturulan görüntü, °projeksiyon

İZDÜŞÜM : Turkish Turkish

ızdüşüm düzlemi denilen bir düzlem üzerinde, kimi geometri kurallarına uyularak bir cismin gösterilmesi, °irtisam, °mürtesem

İZDÜŞÜMSEL : Turkish Turkish

ir düzlem üzerine izdüşürülen biçimlerin bozulmasından kalan (özellikler)

İZDÜŞÜREN : Turkish Turkish

ir biçimin bir düzlem üzerindeki izdüşümünde, biçimin her noktasını izdüşümüyle birleştiren (doğru)

İZDÜŞÜRME : Turkish Turkish

geometrik bir şeklin izdüşümle görüntüsünü belirleme

IZGARA : Turkish Turkish

metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık ya da kafes biçiminde araç

IZGARA : Turkish Turkish

et, balık, köfte gibi yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, °gril

IZGARA : Turkish Turkish

u araç üstünde pi?mi?

IZGARA : Turkish Turkish

pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek ya da havalandırmak amacıyla su yollarının üzerine konan parmaklıklı demir kapak

IZGARALIK : Turkish Turkish

izgara yapmaya elverişli (et)

İZHAR : Turkish Turkish

elirtme, gösterme, açığa vurma

İZHAR ETMEK : Turkish Turkish

açığa vurmak, belirtmek, göstermek

İZİ BELİRSİZ OLMAK : Turkish Turkish

iz bırakmadan ortadan çekilmek

İZİ SİLİNMEK : Turkish Turkish

ortadan yok olmak, kaybolmak

İZİ TOZU KALMAMAK : Turkish Turkish

hiçbir iz, belirti bırakmadan yitip gitmek, yok olmak

İZİN ALMAK : Turkish Turkish

ir şeyi yapmak, gerçekleştirmek için serbestlik istemek

İZİN ÇIKMAK : Turkish Turkish

ir şey yapmada özgür bırakılmak ya da bir konuda onay verilmek

İZİN KOPARMAK : Turkish Turkish

izin almak

İZİN VERMEK : Turkish Turkish

irini bir şey yapmada özgür bırakmak

İZİN VERMEK : Turkish Turkish

işine son vermek, hizmetinden çıkarmak

İZİN, -ZNİ : Turkish Turkish

ir şey yapmak için verilen ya da alınan özgürlük, °müsaade, °ruhsat, °icazet, °mezuniyet