Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İZOMORFİZM : Turkish Turkish

eşbiçimlilik

İZOTERM : Turkish Turkish

eşsıcak

İZOTOP : Turkish Turkish

yalnız atomlarının kitleleri yönünden birbirinden farklı olan (aynı kimyasal element)

İZZET, -Tİ : Turkish Turkish

üyüklük, yücelik, ululuk

İZZETİNEFİS, -FSİ : Turkish Turkish

onur, özsaygı, °haysiyet

İZZETÜ İKBAL İLE : Turkish Turkish

(eski nezaket dilinde) güle güle, yolunuz açık olsun

İZZETÜ İKBAL İLE : Turkish Turkish

şerefle

İZZETÜ İKRAM : Turkish Turkish

ağırlama

J, J : Turkish Turkish

türk abecesinin on üçüncü harfi. "je" adı verilen bu harf sesbilim bakımından dişeti damak ünsüzlerinin ötümlüsüdür

JAGUAR : Turkish Turkish

kedigillerden, orta ve güney amerika' da yaşayan, postu iri benekli bir memeli türü (felis onca)

JAKAR : Turkish Turkish

jacquard'ın bulduğu dokuma tezgâhı

JAKAR : Turkish Turkish

u tezgâhta dokunan karmaşık desenli dokuma

JAKARLI : Turkish Turkish

jakar tezgâhında dokunan kumaş

JAKARLI : Turkish Turkish

üzerine jakar sistemi eklenmiş tezgâh

JAKETATAY : Turkish Turkish

esmi ziyaret ve davetlerde erkeklerin giydikleri, arkası yırtmaçlı, etekleri uzun ve ön köşeleri yuvarlak kesilmiş ceket

JALE : Turkish Turkish

çiy

JALUZİ : Turkish Turkish

ıçeriden görülmeksizin dışarıyı görmeyi sağlayan, şerit biçiminde metal ya da plastik levhalardan yapılmış bir tür pencere kapama düzeni

JAMBON : Turkish Turkish

tuzlayarak ya da ise tutarak hazırlanmış domuz budu ya da kolu

JANDARMA : Turkish Turkish

yurt içinde genel güvenliği ve kamu düzenini korumakla görevli, yasa ve nizamların koyduğu hükümlerin yürütülmesini ve bunlara dayanan hükümet emirlerinin yerine getirilmesini sağlayan silahlı askeri kuvvet

JANDARMA : Turkish Turkish

u kuvvette görevli olan kimse

JANDARMA : Turkish Turkish

açıkgöz, uyanık

JANDARMALIK : Turkish Turkish

jandarmanın görevi

JANDARMALIK : Turkish Turkish

açıkgözlük

JANJAN : Turkish Turkish

yanardöner, °şanjan

JANJANLI : Turkish Turkish

yanardöner olan