Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
JANT : Turkish Turkish

taşıtlarda, lastiklerin takılmasını sağlayan, tekerleğin çember biçimindeki bölümü, °ispit

JAPON : Turkish Turkish

japonya halkından ya da bu halkın soyundan olan kimse

JAPON : Turkish Turkish

japon halkına özgü olan (şey)

JAPONCA : Turkish Turkish

japon dili

JAPONE : Turkish Turkish

(kadın giysisi için) kolsuz

JAPONE : Turkish Turkish

kolu bedeniyle biçilmiş, bol ve geniş (kadın giysisi)

JAPONGÜLÜ, -NÜ : Turkish Turkish

kamelya

JAPONSARMAŞIĞI, -NI : Turkish Turkish

asmagillerden, ana vatanı çin ve japonya olan, sülüklerinin ucu duvarlara tutunmak için genellikle daire biçiminde genişlemiş olan sarılgan bir süs bitkisi (ampelopsis japonica)

JARGON : Turkish Turkish

kimi çevrelerin kullandığı özel dil

JARGON : Turkish Turkish

anlaşılması güç, bozuk dil

JARSE : Turkish Turkish

esnek dokunmu? ipekli ya da yünlü bir kuma?

JARSE : Turkish Turkish

u kumaştan yapılmış ya da esnek örülmüş (giyecek)

JARTİYER : Turkish Turkish

çorapları dizin altında ya da üstünde tutmaya yarayan lastikli bağ

JEL : Turkish Turkish

kozmetikte, hekimlikte kullanılan saydam, pelte kıvamında karışım

JELATİN : Turkish Turkish

daha çok hekimlik ve fotoğrafçılıkta kullanılan, hayvanların kemik ve kıkırdak gibi dokularından ya da bitkisel yosunlardan elde edilen saydam, renksiz, kokusuz bir madde

JELATİNLEMEK : Turkish Turkish

kâğıt, metal, cam gibi bir yüzeyi jelatinle kaplamak

JELATİNLEŞME : Turkish Turkish

(bir şey) jelatin görünümünü, kıvamını alma

JELATİNLEŞMEK : Turkish Turkish

(bir şey) jelatin görünümünü, kıvamını almak

JELATİNLİ : Turkish Turkish

jelatinden yapılmış, jelatin içeren

JELATİNSİ : Turkish Turkish

jelatine benzeyen, jelatin gibi

JENERASYON : Turkish Turkish

kuşak, °nesil

JENERATÖR : Turkish Turkish

üreteç, °dinamo

JENOTİP : Turkish Turkish

ir organizmanın kalıtsal yapısı

JEOBOTANİK : Turkish Turkish

itkilerin yeryüzündeki dağılımını inceleyen bilim

JEODEZİ : Turkish Turkish

yerölçüm