Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
JETON : Turkish Turkish

telefonu açmak, kimi taşıtlara binmek, kimi yerlere girmek için para yerine kullanılan küçük, metal ya da plastik marka

JETON GEÇ DÜŞMEK : Turkish Turkish

ir konuyu geç anlamak anlamında alay olarak kullanılır

JİBON : Turkish Turkish

hindistan'da yaşayan insansı maymunların ortak adı

JİGOLO : Turkish Turkish

geçimi yaşlı ve zengin bir kadın tarafından sağlanan genç erkek sevgili, tokmakçı

JİGOLO TUTMAK : Turkish Turkish

(yaşlı, zengin bir kadın) genç bir erkekle ilişki kurmak

JİLE : Turkish Turkish

daha çok kadınların bluz üzerine giydikleri yelek

JİLET : Turkish Turkish

ınce çelikten yapılmış iki yanı keskin tıraş bıçağı

JİLET GİBİ : Turkish Turkish

çok keskin

JİLET GİBİ : Turkish Turkish

çok iyi ütülenmiş (pantolon)

JİMNASTİK : Turkish Turkish

vücudu çevikleştirmek ve güçlendirmek için yapılan bedensel alıştırmaların tümü, °idman, °kültürfizik

JİMNASTİK : Turkish Turkish

erkeklerde, yer alıştırmaları, barparalel, barfiks, halkalar ve kulplu beygir; kadınlarda yer alıştırmaları, eşit olmayan çubuklar, barfiks, denge kalası alıştırmalarını içeren yarışma disiplini

JİMNASTİK YAPMAK : Turkish Turkish

vücudu çevikleştirmek ve güçlendirmek için hareket yapmak

JİNEKOLOG : Turkish Turkish

jinekoloji uzmanı hekim, °nisaiyeci

JİNEKOLOJİ : Turkish Turkish

kadın organizmasını ve cinsel organlarını fizyolojik, morfolojik ve patolojik bakımdan inceleyen bilim, °nisaiye

JİNEKOLOJİ : Turkish Turkish

kadın hastalıklarını konu edinen hekimlik dalı, °nisaiye

JİPS : Turkish Turkish

alçıtaşı

JİUJİTSU : Turkish Turkish

güçten çok yönteme dayanan, çıplak elle savunma tekniği; japon savaş sanatı

JOKER : Turkish Turkish

kimi kâğıt oyunlarında istenen kartın yerine konabilen kart

JOKER : Turkish Turkish

her şeyin yerini tutabilen (kimse ya da şey)

JÖLE : Turkish Turkish

meyve suyunun şekerle kaynatılmasıyla istenilen yoğunlukta elde edilmiş şekerleme

JÖLE : Turkish Turkish

et suyunun soğuduktan sonra gevşek, esnek bir kıvam almış durumu

JÖN : Turkish Turkish

önemli rollerde oynayan genç oyuncu, °jönprömiye

JÖN : Turkish Turkish

genç

JÖNPRÖMİYE : Turkish Turkish

jön

JORJET : Turkish Turkish

ürümcük görünü?lü, çok bükümlü, genellikle pamuk iplikleriyle dokunmu? bir kuma?