Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KABARA KABARA 1) : Turkish Turkish

gittikçe kabararak, coşarak

KABARA KABARA 1) : Turkish Turkish

öbürlenerek, gururlanarak

KABARACI : Turkish Turkish

kabara ustası

KABARALI : Turkish Turkish

kabara çakılmış olan

KABARCIK : Turkish Turkish

ıçi su ya da hava dolu ufak kabartı ya da kürecik

KABARCIK : Turkish Turkish

vücutta oluşan sivilce gibi küçük şişkinlik

KABARCIK : Turkish Turkish

(metalbilimde) sıvı ya da katıların içinde oluşan gaz oylumu

KABARCIKLI : Turkish Turkish

kabarcıkları olan

KABARCIKLI DÜZEÇ : Turkish Turkish

içinde hava kabarcığı bırakılmış su dolu bir cam silindir ve bir tahta yataktan oluşan, düzlem ya da doğruların yataylığını saptayan aygıt, °tesviye ruhu

KABARCIKSI : Turkish Turkish

kabarcık görünümünde olan

KABARE : Turkish Turkish

çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri

KABARE : Turkish Turkish

ir tür gece kulubü

KABARE TİYATROSU : Turkish Turkish

daha çok güncel konuları iğneleyici, yerici, taşlayıcı biçimde ele alan skeçlerin oynandığı, monologların, şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro

KABARIK : Turkish Turkish

kabarmış olan

KABARIK : Turkish Turkish

çıkıntısı olan, tümsekli

KABARIK DENİZ : Turkish Turkish

gelgit olayında, sular yükseldiğinde denizin durumu

KABARIKLIK : Turkish Turkish

kabarık olma durumu, şişkinlik

KABARIŞ : Turkish Turkish

kabarmak eylemi ya da biçimi

KABARMA : Turkish Turkish

kabarmak eylemi

KABARMA : Turkish Turkish

kendini üstün görme, büyüklük taslama

KABARMA : Turkish Turkish

ay ve güneş'in çekim etkisiyle, büyük denizlerde suların yükselmesi, °met

KABARMAK : Turkish Turkish

ağırlığı artmadan oylumu büyümek

KABARMAK : Turkish Turkish

üzerinde kabarcıklar oluşmak, şişmek

KABARMAK : Turkish Turkish

süt, kahve vb. ısı etkisiyle taşmaya yüz tutmak

KABARMAK : Turkish Turkish

(irmak, sel vb. için) su düzeyi yükselmek