Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAÇA KAÇ : Turkish Turkish

yarışma, tartışma, kavga ve benzeri gibi durumlarda tarafların oranını belirtir

KAÇACAK DELİK ARAMAK : Turkish Turkish

korkuyla saklanacak yer aramak

KAÇAK : Turkish Turkish

ağlı bulunduğu yerden ya da yasadan kaçan, uzaklaşan, firarda olan (kimse)

KAÇAK : Turkish Turkish

yasaca yapılması yasak olan ya da yapılması için gerekli izin alınmayan

KAÇAK : Turkish Turkish

yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan ya da çıkarılan

KAÇAK : Turkish Turkish

ir kaptan, bir borudan gaz, sıvı ya da bir telden akım kaçması

KAÇAK : Turkish Turkish

yasalara, kurallara uymayarak, gizlice

KAÇAK GÜREŞMEK : Turkish Turkish

(birini) doğrudan doğruya değil de fırsat kollayarak alt etmeye uğraşmak.

KAÇAKÇI : Turkish Turkish

yasaları bozarak bir yere mal sokan, bir yerden mal kaçıran ya da satan kimse

KAÇAKÇILIK : Turkish Turkish

ir devletin yasalarına karşı gelerek yapılan ticaret

KAÇAKÇILIK : Turkish Turkish

ir ülkeye gizli olarak, gümrüğü ödenmemiş, yasaklanmış mal sokma işi

KAÇAKLIK : Turkish Turkish

kaçak olma durumu

KAÇAMAK : Turkish Turkish

hoş görülmeyen bir şeyi arasıra yapma

KAÇAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi belli etmeden, gizlice yapmaya çalışma

KAÇAMAK : Turkish Turkish

ir şeyden kaçınma yolu

KAÇAMAK : Turkish Turkish

kaçacak yer, özellikle sürünün sığınması için çobanların yaptığı yer

KAÇAMAK : Turkish Turkish

mısır unundan yapılan yağlı bir yemek

KAÇAMAK YAPMAK : Turkish Turkish

hoş görülmeyen şeyi ara sıra yapmak

KAÇAMAK YOL ( YA DA YOLU) : Turkish Turkish

ir sorundan kendisini kurtarmak için gelişigüzel ileri sürülen özür

KAÇAMAKLI : Turkish Turkish

kesin olmayan, yargı bildirmeyen ve her iki tarafa da çekilebilen (söz, yanıt, davranış)

KAÇANIN ANASI AĞLAMAMIŞ : Turkish Turkish

tehlikeden kaçan kazançlı çıkmış

KAÇAR : Turkish Turkish

kaç soru sıfatının üleştirme biçimi

KAÇGÖÇ, -ÇÜ : Turkish Turkish

dinsel bir anlayışla kimi müslüman kadınların erkeklere görünmemeleri, bir arada oturup konuşmaktan kaçınmaları

KAÇIK : Turkish Turkish

(bir yana) kaçmış, kaymış

KAÇIK : Turkish Turkish

ılmeği kaçmış (dokuma, çorap vb.)