Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KADEME KADEME : Turkish Turkish

asamak basamak, aşama aşama, derece derece

KADEMELEMEK : Turkish Turkish

ir şeyi kademeli olarak düzenlemek

KADEMELENMEK : Turkish Turkish

kademeli duruma gelmek

KADEMELİ : Turkish Turkish

aşamalı, basamaklı

KADEMHANE : Turkish Turkish

ayakyolu

KADEMLİ : Turkish Turkish

uğurlu, kutlu: bebeğiniz kademli olsun

KADEMLİ OLSUN! : Turkish Turkish

uğurlu olsun!

KADEMSİZ : Turkish Turkish

uğursuz

KADEMSİZLİK : Turkish Turkish

uğursuzluk

KADER : Turkish Turkish

alınyazısı, yazgı

KADER : Turkish Turkish

genellikle kaçınılmaz kötü talih

KADER BİRLİĞİ ETMEK : Turkish Turkish

iyi ve kötü günleri, aynı sonu paylaşmak

KADERCİ : Turkish Turkish

yazgıcılığa inanan, yazgıcılık yanlısı, °fatalist

KADERCİLİK : Turkish Turkish

yazgıcılık, °cebriye, °fatalizm

KADERİN SİLLESİNİ YEMEK : Turkish Turkish

üyük bir yıkıma uğramak

KADERİNE KÜSMEK : Turkish Turkish

kötü bir olayla karşılaştığında talihi suçlu bulmak

KADERİYE : Turkish Turkish

kader anlayışını yadsıyarak, insanların istenç ve eylem özgürlüklerinin bulunduğunu ileri süren ıslam felsefesi

KADI : Turkish Turkish

tanzimat'a kadar her türlü davalara, tanzimat'la yurttaşlar yasası arasında ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanlarına verilen ad

KADİFE : Turkish Turkish

yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış hammadde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş

KADİFE : Turkish Turkish

kadifeden yapılmış, kadife ile kaplanmış

KADİFE ÇİÇEĞİ À : Turkish Turkish

kadifeçiçeği

KADİFE GİBİ : Turkish Turkish

(ses, ten vb. için) yumuşak, pürüzsüz ve parlak

KADİFEÇİÇEĞİ : Turkish Turkish

ileşikgillerden, çiçekleri genellikle parlak sarı renkte ve kadife görünümünde bir süs bitkisi, topkadife (tagetes)

KADİFELEŞMEK : Turkish Turkish

yumuşamak, pürüzsüzleşmek

KADİFELEŞMEK : Turkish Turkish

(huy için) yumuşamak