Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KADINCIK : Turkish Turkish

küçük kadın; zavallı kadın

KADINCIL : Turkish Turkish

kadınlara düşkün, kadın düşkünü, °zendost

KADINDOĞUM : Turkish Turkish

gebeliğin gözetimini, doğum tekniklerini konu alan tıp dalı

KADINDOĞUMCU : Turkish Turkish

kadındoğum uzmanı

KADINGÖBEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

kızartılarak yapılan, ortası çukurca, bir tür yumurtalı hamur tatlısı

KADININ YÜZÜNÜN KARASI, ERKEĞİN ELİNİN KINASI : Turkish Turkish

yolsuz ilişkiler kadınlar için hoş karşılanmadığı halde, erkekler bu gibi ilişkilerden övünme payı çıkarırlar

KADINLAR HAMAMI : Turkish Turkish

herkesin birden konuşmasıyla çok gürültü edilen yerler için söylenir

KADINLAŞMAK : Turkish Turkish

kadına benzer bir durum almak

KADINLIK : Turkish Turkish

kadın olma durumu

KADINLIK : Turkish Turkish

kadının gerekli erdem ve nitelikleri taşıması durumu

KADINSI : Turkish Turkish

kadına özgü olan, kadına yaraşır

KADINSI : Turkish Turkish

kadın davranışlı, kadına benzer (erkek)

KADINSILIK : Turkish Turkish

kadınsı olma durumu

KADINSIZ : Turkish Turkish

kadını olmama

KADINSIZLIK : Turkish Turkish

kadınsız olma durumu

KADİR : Turkish Turkish

güçlü, gücü yeter, erkli

KADİR : Turkish Turkish

her şeye gücü yeter anlamında tanrı'nın sıfatlarından biri

KADİR GECESİ : Turkish Turkish

amazan ayının kutsal sayılan yirmi yedinci gecesi

KADİR GECESİ DOĞMUŞ : Turkish Turkish

çok şanslı, kısmetli kimseler için söylenir

KADİR OLMAK : Turkish Turkish

güçlü olmak, gücü olmak, gücü yetmek

KADİR, -DRİ : Turkish Turkish

değer, °kıymet

KADİR, -DRİ : Turkish Turkish

ir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak

KADİRBİLİR : Turkish Turkish

değerbilir

KADİRBİLİRLİK : Turkish Turkish

değerbilirlik

KADIRGA : Turkish Turkish

hem yelken, hem kürekle yol alan, özellikle akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi