Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAFAYI ÇEKMEK : Turkish Turkish

içki içmek

KAFAYI DEĞİŞTİRMEK : Turkish Turkish

düşüncesini, kanısını değiştirmek

KAFAYI TÜTSÜLEMEK : Turkish Turkish

sarhoş olmak

KAFDAĞI : Turkish Turkish

dünyayı çevrelediğine inanılan, arkasında cinlerin, perilerin bulunduğu varsayılan, zümrütten dağ

KAFEİN : Turkish Turkish

kahve ve çaydan elde edilen, hekimlikte kullanılan, uyarıcı niteliği olan bir madde

KAFES : Turkish Turkish

aralıklı telden, metal ya da ağaç çubuklardan yapılmış, genellikle taşınabilir koyacak

KAFES : Turkish Turkish

yabanıl hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme

KAFES : Turkish Turkish

çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper

KAFES : Turkish Turkish

cami ve tekke gibi yerlerde kadınlara ayrılan yer

KAFES : Turkish Turkish

ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti

KAFES : Turkish Turkish

hapishane

KAFES : Turkish Turkish

aldatma, tuzak

KAFES GİBİ : Turkish Turkish

zayıf, kuru ya da delik deşik

KAFESÇİ : Turkish Turkish

kafes yapan ya da satan kimse

KAFESÇİ : Turkish Turkish

irini aldatarak çıkar sağlayan (kimse)

KAFESE GİRMEK : Turkish Turkish

aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak

KAFESE GİRMEK : Turkish Turkish

hapse girmek

KAFESE KOYMAK : Turkish Turkish

aldatıp çıkar sağlamak

KAFESE KOYMAK : Turkish Turkish

hapse girmek

KAFESLEME : Turkish Turkish

kafeslemek eylemi

KAFESLEMEK : Turkish Turkish

çıkar sağlamak için birini aldatmak

KAFESLENMEK : Turkish Turkish

(kafes hayvanı için) kafese konulmak

KAFESLENMEK : Turkish Turkish

aldatılarak kendisinden çıkar elde edilmek

KAFESLİ : Turkish Turkish

kafesi olan ya da kafes biçiminde olan

KAFETERYA : Turkish Turkish

müşterilerin kendi kendilerine servis yaptıkları lokanta