Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KÂĞITLANMAK : Turkish Turkish

kâğıtla kaplanmak

KÂĞITLATMAK : Turkish Turkish

kâğıtla kaplatmak

KÂĞITLI : Turkish Turkish

kâğıdı olan

KÂĞITLIK : Turkish Turkish

el altında bulundurulacak kâğıtları koymaya yarayan gözlere ayrılmış bir çeşit kutu

KÂĞITLIK : Turkish Turkish

kâğıt yapmaya uygun olan

KÂĞITSI : Turkish Turkish

kâğıda benzer, kâğıt görünüşünde

KÂĞITSIZ : Turkish Turkish

kâğıdı olmayan

KÂĞITSIZLIK : Turkish Turkish

kâğıtsız olma durumu

KAĞNI : Turkish Turkish

ıki tekerlekli, tekerlekleri tek parça, dingili tekerlekle birlikte dönen öküz arabası

KAĞNI GİBİ (GİTMEK) : Turkish Turkish

çok yavaş (gitmek)

KAĞŞAK : Turkish Turkish

eskimiş, gevşemiş, dağılmaya yüz tutmuş (eşya, yapı)

KAĞŞAMA : Turkish Turkish

kağşamak eylemi

KAĞŞAMAK : Turkish Turkish

eskimek, dağılmaya yüz tutmak

KAĞŞAMAK : Turkish Turkish

herhangi bir şey ek yerlerinden ayrılmak, oynamak

KAĞŞAMAK : Turkish Turkish

ıhtiyarlamak

KAĞŞAMAK : Turkish Turkish

zayıflamak

KÂH : Turkish Turkish

kimi vakit, bazen, arada bir, ara sıra, °gâh

KÂHİL : Turkish Turkish

erişkin

KÂHİLLİK : Turkish Turkish

erişkinlik

KÂHİN : Turkish Turkish

doğaüstü yollardan gizli, bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme savında bulunan kimse

KÂHİNLİK : Turkish Turkish

kâhin olma durumu ya da kâhince söz, °kehanet

KAHİR : Turkish Turkish

kahredici, zorlayan

KAHİR : Turkish Turkish

askın gelen, ezen, ezici

KAHIR ( YA DA KAHRINI) ÇEKEMEMEK : Turkish Turkish

irinin huysuzluğuna ya da verdiği sıkıntıya katlanamamak

KAHIR ( YA DA KAHRINI) ÇEKMEK : Turkish Turkish

uzun süre sıkıntıya katlanmak