Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAKA YAPMAK : Turkish Turkish

(bebek için) büyük aptes yapmak

KAKAÇ : Turkish Turkish

tuzlanıp kurutulmuş yiyecek

KAKAÇ : Turkish Turkish

manda pastırması

KAKALAMA : Turkish Turkish

kakalamak eylemi

KAKALAMAK : Turkish Turkish

sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak

KAKALAMAK : Turkish Turkish

(alışverişte) aldatmak, kötü mal satmak

KAKALAMAK : Turkish Turkish

(bebek) kakasını yapmak

KAKALANMA : Turkish Turkish

kakalanmak eylemi

KAKALANMAK : Turkish Turkish

ıtilmek, hor görülmek: yaşamı boyu itelendi, kakalandı

KAKALANMAK : Turkish Turkish

kaka ile kirlenmek

KAKAO : Turkish Turkish

ıkiçeneklilerden, ameri-ka'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir ağaç, hintbademi (theobroma cacao)

KAKAO : Turkish Turkish

u ağacın meyve çekirdeği

KAKAO : Turkish Turkish

u çekirdeklerin öğütülmesiyle elde edilen toz

KAKAO : Turkish Turkish

u tozdan su ya da sütle hazırlanan içecek

KAKAVAN : Turkish Turkish

kendini beğenmiş, sevimsiz, budala

KAKAVANCA : Turkish Turkish

kakavan gibi, aptalca, budalaca

KAKAVANLIK : Turkish Turkish

kakavan olma durumu; kakavanca davranış, aptallık, budalalık

KAKAVANLIK ETMEK : Turkish Turkish

kakavanca davranmak

KAKIÇ : Turkish Turkish

ayıp, kusur, pürüz

KAKIÇ : Turkish Turkish

alık avında kullanılan, ucu kancalı bir çeşit zıpkın

KAKIÇLAMAK : Turkish Turkish

ıtelemek, kakalamak

KAKIÇLAMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi hor görmek

KAKIÇLAMAK : Turkish Turkish

alığı tekneye almak için kakıcı balığa saplamak

KAKILMA : Turkish Turkish

kakılmak eylemi

KAKILMAK : Turkish Turkish

kakmak eylemi yapılmak