Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAKIM, KAKUM : Turkish Turkish

sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as (i) , °ermin (mustela erminea)

KAKIMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin yaptığı işin beğenilmediğini kendisine sert sözlerle söylemek, öfkelenmek, kızmak, paylamak

KAKINÇ : Turkish Turkish

öfke, kızgınlık

KAKIR KAKIR : Turkish Turkish

kakırtı sesi çıkararak

KAKIR KAKIR KAKIR KAKIR GÜLMEK : Turkish Turkish

sesli ve sürekli gülmek

KAKIRDAMA : Turkish Turkish

kakırdamak eylemi

KAKIRDAMAK : Turkish Turkish

kakır kakır diye ses çıkarmak

KAKIRDAMAK : Turkish Turkish

kurumak

KAKIRDAMAK : Turkish Turkish

çok üşümek

KAKIRDAMAK : Turkish Turkish

ölmek

KAKIRTI : Turkish Turkish

kuru şeylerin birbirine sürtünmesin-den ya da kırılmasından çıkan ses

KAKIŞMA : Turkish Turkish

kakışmak eylemi

KAKIŞMA : Turkish Turkish

kimi sözlerde, söz öbeklerinde, çıkakları yakın seslerin art arda gelmesi sonucu söyleyişin güçlüğe uğraması, kulağı rahatsız etmesi, °tenafür, °kakofoni

KAKIŞMA : Turkish Turkish

geleneksel armoni kurallarına göre olmayan ses bileşimlerinin uyumsuzluğu

KAKIŞMAK : Turkish Turkish

dürtüşmek, itişmek

KAKIŞTIRMA : Turkish Turkish

kakıştırmak eylemi

KAKIŞTIRMAK : Turkish Turkish

sürekli ve hafif hafif kakmak

KAKMA : Turkish Turkish

kakmak eylemi

KAKMA : Turkish Turkish

üzerinde açılan yuvalara gümüş, sedef gibi süs maddeleri kakılıp oturtularak yapılan

KAKMACI : Turkish Turkish

kakma işleri yapan usta

KAKMACILIK : Turkish Turkish

kakmacı olma durumu

KAKMACILIK : Turkish Turkish

kakmacının işi ve sanatı

KAKMAK, -AR : Turkish Turkish

ıtmek, vurmak

KAKMAK, -AR : Turkish Turkish

kakma yapmak; tahta, demir bir şeyi oyarak altın, sedef vb. maddeleri yerleştirmek

KAKMAK, -AR : Turkish Turkish

vurarak dar bir yere sokmak