Turkish Turkish
KALDIRICI : Turkish Turkish
ağır bir yükü kaldırmak ya da çok kısa mesafelerde yerini değiştirmek için kullanılan aygıt, °kriko
KALDIRILIŞ : Turkish Turkish
kaldırılmak eylemi ya da biçimi
KALDIRILMA : Turkish Turkish
kaldırılmak eylemi
KALDIRILMAK : Turkish Turkish
kaldırmak eylemi yapılmak
KALDIRIM : Turkish Turkish
yollarda taşlarla yapılan döşeme
KALDIRIM : Turkish Turkish
yaya kaldırımı, °trotuar
KALDIRIM ÇİĞNEMEK : Turkish Turkish
kentte yaşayarak görgüsü artmak
KALDIRIM MÜHENDİSİ : Turkish Turkish
işsiz güçsüz sokaklarda dolaşan kimse
KALDIRIM SÜPÜRGESİ (YOSMASI YA DA ÇİÇEĞİ) : Turkish Turkish
sürtük
KALDIRIMA DÜŞMEK : Turkish Turkish
önemini, değerini yitirmek
KALDIRIMA DÜŞMEK : Turkish Turkish
ucuz fiyatla sokakta satışa çıkarılmak
KALDIRIMCI : Turkish Turkish
kaldırım döşeyen kimse
KALDIRIMCI : Turkish Turkish
dolandırıcı, yankesici
KALDIRIMCILIK : Turkish Turkish
kaldırım döşeme işi
KALDIRIMCILIK : Turkish Turkish
dolandırıcılık, yankesicilik
KALDIRIMLARI AŞINDIRMAK : Turkish Turkish
işsiz güçsüz sokaklarda dolaşmak
KALDIRIMSI : Turkish Turkish
oluşu, kaldırım görünüşü-nü andıran (doku)
KALDIRIŞ : Turkish Turkish
kaldırmak eylemi ya da biçimi
KALDIRMA : Turkish Turkish
kaldırmak eylemi
KALDIRMAK : Turkish Turkish
ulunduğu yerden almak
KALDIRMAK : Turkish Turkish
yukarı doğru hareket ettirmek
KALDIRMAK : Turkish Turkish
yükseltmek
KALDIRMAK : Turkish Turkish
yükselmesine, havalanmasına neden olmak
KALDIRMAK : Turkish Turkish
(ürün için) toplamak, taşımak
KALDIRMAK : Turkish Turkish
çekmek, taşımak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani