Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KALDIRMAK : Turkish Turkish

katlanmak, °tahammül etmek

KALDIRMAK : Turkish Turkish

uygun gelmek, götürmek, yakışmak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

ir kuruluşun çalışmasına son vermek, °feshetmek, °lağvetmek

KALDIRMAK : Turkish Turkish

ir şeyi, uygulamayı sona erdirmek

KALDIRMAK : Turkish Turkish

çekmek, dayanmak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

uygun ve yeterli olmak; götürmek

KALDIRMAK : Turkish Turkish

hastayı hastaneye yatırmak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

(ölü için) gerekli töreni yaparak gömmek

KALDIRMAK : Turkish Turkish

çalmak, aşırmak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

alıp başka yere götürmek; toplamak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

uyandırmak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

piyasadan çekmek

KALDIRMAK : Turkish Turkish

elin ulaşamayacağı yere koymak; saklamak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

kaçırmak

KALDIRMAK : Turkish Turkish

ıyi etmek, iyileştirmek

KALDIRMAK : Turkish Turkish

ir şeyden çokça satın almak

KALDIRTMA : Turkish Turkish

kaldırtmak eylemi

KALDIRTMAK : Turkish Turkish

kaldırmak eylemini yaptırmak

KALE : Turkish Turkish

düşmanın gelmesi beklenen yollar üzerinde, askeri önem taşıyan kentlerde, geçit ve darboğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı

KALE : Turkish Turkish

genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer

KALE : Turkish Turkish

takımla oynanan top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer

KALE : Turkish Turkish

satranç tahtasının dört köşesine dikilen kale biçiminde taş

KALE ALMAMAK : Turkish Turkish

önem vermemek, hesaba katmamak

KALE GİBİ : Turkish Turkish

çok büyük, sağlam (yapı)

KALE GİBİ : Turkish Turkish

kendisine güvenilen güçlü (kimse)