Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KALEBENT : Turkish Turkish

kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu

KALEBENTLİK : Turkish Turkish

kalebent olma cezası

KALECİ : Turkish Turkish

kimi oyunlarda kalenin önünde duran, topun kaleye girmesini önlemekle görevli oyuncu

KALECİLİK : Turkish Turkish

kaleci olma durumu ya da kalecinin görevi

KALEM : Turkish Turkish

yazmak, çizmek gibi işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç

KALEM : Turkish Turkish

esmi kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer

KALEM : Turkish Turkish

yontma işlerinde kullanılan ucu sivri ya da keskin araç

KALEM : Turkish Turkish

ir listede yazılı olan şeylerin her biri; çeşit

KALEM : Turkish Turkish

(kimi deyimlerde) yazı, yazarlık

KALEM : Turkish Turkish

yazar

KALEM AÇACAĞI : Turkish Turkish

kurşunkalem vb.'yi açmak için kullanılan türlü biçimdeki açacak, kalemtraş

KALEM AÇMAK : Turkish Turkish

kalemin ucunu yontup kullanılabilecek bir duruma getirmek

KALEM EFENDİSİ : Turkish Turkish

kalemde çalışan görevli yazman, °kâtip

KALEM İŞİ : Turkish Turkish

elle yontularak ya da çizilerek işlenmiş

KALEM KAŞLI : Turkish Turkish

ince ve düzgün kaşlı

KALEM KAVGASI (SAVAŞI) : Turkish Turkish

herhangi bir konuda görüş ayrılığı bulunan yazarlar arasında saldırı niteliğindeki tartışma, °polemik

KALEM KULAKLI : Turkish Turkish

kulakları dik ve düzgün (at, geyik vb.)

KALEM KUTUSU : Turkish Turkish

kalem konulan kutu

KALEM OYNATMAK : Turkish Turkish

yazı yazmak

KALEM OYNATMAK : Turkish Turkish

ir yazıyı düzeltmek

KALEM OYNATMAK : Turkish Turkish

ir yazıda gizlice değişiklik yapmak

KALEM PARMAKLI : Turkish Turkish

parmakları ince, uzun ve düzgün olan

KALEM SAHİBİ : Turkish Turkish

iyi yazı yazabilen, °edip

KALEM SAPI : Turkish Turkish

ucundaki özel yere uç takılabilen, mürekkeple yazı yazılan çubuk biçimindeki araç

KALEM TUTMAK : Turkish Turkish

yazmak, düşüncelerini yazarak anlatmak