Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KALIN : Turkish Turkish

etli, dolgun

KALIN : Turkish Turkish

(ses için) gür

KALIN : Turkish Turkish

gelin olacak kıza erkeğin verdiği para ya da armağan, ağırlık

KALIN ÇİZGİLERİYLE : Turkish Turkish

ayrıntıya inmeden ana çizgileriyle kabaca

KALIN KAFALI : Turkish Turkish

geç ya da güç anlayan, °gabi

KALIN KAFALILIK : Turkish Turkish

geç ya da güç anlama durumu, °gabavet

KALIN SES : Turkish Turkish

titreşim sayısı az olan ses

KALIN ÜNLÜ : Turkish Turkish

dilin geriye çekilmesiyle artdamakta oluşan ünlü

KALINBAĞIRSAK : Turkish Turkish

sindirim borusunun incebağırsaktan gödenbağırsağa kadar ortalama 1,5 metre uzunluğundaki bölümü

KALINCA : Turkish Turkish

kalına yakın

KALİNİS : Turkish Turkish

ir tür yağmurkuşu

KALINLAŞMA : Turkish Turkish

kalınlaşmak eylemi

KALINLAŞMAK : Turkish Turkish

kalın duruma gelmek

KALINLAŞMAK : Turkish Turkish

(ses için) gür ve tok bir duruma gelmek

KALINLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

kalın bir duruma getirilmek, kalınlaşması sağlanmak

KALINLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kalın duruma getirmek

KALINLATMA : Turkish Turkish

kalınlatmak eylemi

KALINLATMAK : Turkish Turkish

kalınlaştırmak

KALINLIK : Turkish Turkish

kalın olma durumu

KALINLIK : Turkish Turkish

(cisimler için) uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyut

KALINLIKÖLÇER : Turkish Turkish

kâğıdın, kartonun kalınlığını ölçmeye yarayan aygıt

KALINLIKÖLÇER : Turkish Turkish

demir ya da çelik gibi yüzeylerdeki kuru vernik ya da boya tabakasının kalınlığını ölçmeye yarayan aygıt

KALINMAK : Turkish Turkish

(bir kimse için) kalmak

KALİNOS : Turkish Turkish

levreğe benzer bir balık

KALINTI : Turkish Turkish

artıp kalan şey, °bakiye