Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KALINTI : Turkish Turkish

ir mimarlık yapıtından artakalan bölüm, yıkıntı, °harabe, °enkaz

KALINTI : Turkish Turkish

ız, °işaret

KALINTI : Turkish Turkish

ir toplum, ekin, uygarlık vb.'den artakalan şey

KALINYAĞ : Turkish Turkish

ham petrolden elde edilen, makinelerin devingen bölümlerini yağlamakta kullanılan yoğun yağ, ağıryağ

KALIP : Turkish Turkish

ir şeye biçim vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan araç

KALIP : Turkish Turkish

genellikle küp biçiminde bir kalıba dökülerek yapılmış olan

KALIP : Turkish Turkish

içki modeli. °patron

KALIP : Turkish Turkish

elirli bir biçim

KALIP : Turkish Turkish

dış görünüş gösterişli görünüş

KALIP : Turkish Turkish

içim, durum

KALIP : Turkish Turkish

şiirde birbirine denk dizelerin ölçü bakımından uygun olması

KALIP : Turkish Turkish

kişinin zorla uydurulmak istendiği model

KALIP ÇIKARMAK : Turkish Turkish

herhangi bir şeyin kalıbını oluşturmak için o şeyin aynısını yapmak

KALIP GİBİ : Turkish Turkish

durumunu bozmadan

KALIP GİBİ OTURMAK : Turkish Turkish

(giysi) vücuda tam uymak

KALIP GİBİ SERİLMEK : Turkish Turkish

(yorgunluktan) upuzun yatmak

KALIP GİBİ UYUMAK : Turkish Turkish

kımıldamadan uzun ve derin bir uyku uyumak

KALIP KESİLMEK : Turkish Turkish

olduğu gibi kalmak

KALIP KIYAFET : Turkish Turkish

dış görünüş

KALIP SİGARASI : Turkish Turkish

sigara sarma makinesinden çıkmış sigara

KALIPA DÖKMEK : Turkish Turkish

dökmecilikte ergimiş maden kalıbın içine akıtmak

KALIPA VURMAK : Turkish Turkish

içimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek

KALIPÇI : Turkish Turkish

kalıp yapan ya da satan kimse

KALIPÇI : Turkish Turkish

görevi herhangi bir şeyi kalıba vurmak olan kimse

KALIPHANE : Turkish Turkish

kalıp çıkarılan yer