Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KALIPI DEĞİŞTİRMEK ( YA DA DİNLENDİRMEK) : Turkish Turkish

ölmek

KALIPI KIYAFETİ YERİNDE : Turkish Turkish

görünüşü gösterişli olan kimse

KALIPINI BASMAK : Turkish Turkish

ir şeyi güvenle doğrulamak

KALIPININ ADAMI OLMAMAK : Turkish Turkish

görünüşünden beklendiği gibi olmamak

KALIPLAMA : Turkish Turkish

kalıplamak eylemi

KALIPLAMA : Turkish Turkish

gemi çatkısında kullanılacak çeşitli parçaların ve sacların kalıbını alma, °gabarileme

KALIPLAMAK : Turkish Turkish

içimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek, kalıba vurmak

KALIPLANMA : Turkish Turkish

kalıplanmak eylemi

KALIPLANMAK : Turkish Turkish

elli bir kalıp verilmek, kalıba vurulmak

KALIPLAŞMA : Turkish Turkish

elli bir biçim alma, °klişeleşme

KALIPLAŞMAK : Turkish Turkish

elli bir biçim almak, °klişeleşmek

KALIPLAŞMIŞ : Turkish Turkish

durumunu sürdüren, belli bir durumun dışına çıkmayan

KALIPLAŞMIŞ İYELİK : Turkish Turkish

kişi iyelik eki

KALIPLATMA : Turkish Turkish

kalıplatmak eylemi

KALIPLATMAK : Turkish Turkish

kalıba vurdurmak

KALIPLAYICI : Turkish Turkish

kalıplayan

KALIPLI : Turkish Turkish

kalıplanmış olan

KALIPLI : Turkish Turkish

düzgün, biçimli

KALIPLI KIYAFETLİ : Turkish Turkish

gösterişli, bakımlı

KALIPSIZ : Turkish Turkish

kalıplanmamış olan

KALIPSIZ : Turkish Turkish

içimsiz, düzgün olmayan

KALIPSIZ KIYAFETSİZ : Turkish Turkish

gösterişsiz, bakımsız

KALİPSO : Turkish Turkish

jamaika'dan yayılmış, iki zamanlı bir dans

KALİPSO : Turkish Turkish

u dansın müziği

KALIPTAN KALIPA GİRMEK : Turkish Turkish

çıkar sağlamak için her duruma uymak