Turkish Turkish
KALKIŞMAK : Turkish Turkish
girişmek, başlamak
KALKMA : Turkish Turkish
kalkmak eylemi
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
oturuş durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
uyanarak yataktan ayrılmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
gitmek üzere yerinden ayrılmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
yukarı doğru yükselmek
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
(taşıtlar için) yola çıkmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
uçmak, havalanmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
(hayvan) ıki art ayağı üzerinde dik durum almak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
kabarmak, ayrılmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
(kapak, örtü) kaldırılmak, alınmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
derlenip götürülmek
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
ıyileşerek gezecek duruma gelmek
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
varlığı, yaşamı son bulmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
yok olmak, artık bulunmamak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
uygulanmaz olmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
güncelliğini yitirmek
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
geçmek
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
aşka yere gitmek, taşınmak
KALKMAK, -AR : Turkish Turkish
irinci duruma karşıt olan ikinci durumu vurgularken kullanılır
KALKOJEN : Turkish Turkish
periyodik dizgede, altıncı gruptaki oksijen, kükürt, selenyum, tellür, polonyum elementlerinin genel adı
KALKOLİTİK : Turkish Turkish
akırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen (tarih öncesi dönem)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani