Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KALSİYUM : Turkish Turkish

atom numarası 20, atom ağırlığı 40,80, yoğunluğu 1,55 olan, 800 °c'de ergiyen, kireç ve alçının bileşimine giren, sarımtırak beyaz bir element, simgesi ca

KALSİYUMLU : Turkish Turkish

ileşiminde kalsiyum bulunan

KALSİYUMSUZ : Turkish Turkish

ileşiminde kalsiyum bulunmayan

KALTABAN : Turkish Turkish

namussuz

KALTABAN : Turkish Turkish

şarlatan, yalancı, hileci

KALTABANLIK : Turkish Turkish

kaltaban olma durumu

KALTABANLIK : Turkish Turkish

kaltabanca davranış

KALTAK : Turkish Turkish

üzeri meşin, halı gibi şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü

KALTAK : Turkish Turkish

kuskunsuz eyer

KALTAK : Turkish Turkish

ıffetsiz, namussuz kadın

KALTAKLIK : Turkish Turkish

toplumca hoş karşılanmayan davranışlarda bulunan iffetsiz kadının durumu

KALTAKLIK : Turkish Turkish

öyle bir kadının davranışı

KALUBELA : Turkish Turkish

arapça "evet dediler" anlamında

KALUBELADAN BERİ : Turkish Turkish

dünya kurulalı beri, çok eskiden beri

KALVENCİ : Turkish Turkish

kalvencilik yanlısı olan kimse

KALVENCİLİK : Turkish Turkish

kalven'in kurduğu dinsel öğreti

KALYA : Turkish Turkish

yağda kavrularak pişirilen bir çeşit kabak ya da patlıcan yemeği

KALYE À : Turkish Turkish

kalya

KALYON : Turkish Turkish

yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü

KALYONCU : Turkish Turkish

kalyon eri

KALYONCU : Turkish Turkish

deniz eri

KÂM : Turkish Turkish

dilek

KAMA : Turkish Turkish

silah olarak kullanılan ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak

KAMA : Turkish Turkish

kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı

KAMA : Turkish Turkish

topun gerisini kapayan kapak