Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAMUFLE ETMEK : Turkish Turkish

alalamak, gizlemek, maskelemek

KAMULAŞTIRILMA : Turkish Turkish

kamulaştırılmak eylemi

KAMULAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

kamulaştırmak eylemi yapılmak

KAMULAŞTIRMA : Turkish Turkish

kamulaştırmak eylemi, °istimlak

KAMULAŞTIRMA : Turkish Turkish

devletleştirme

KAMULAŞTIRMAK : Turkish Turkish

taşınmaz bir malı iyesinden satın alarak kamuya mal etmek, kamu yararına almak, °istimlak etmek

KAMULAŞTIRMAK : Turkish Turkish

devletleştirmek

KAMUOYU, -NU : Turkish Turkish

ir sorun üzerine halkın genel düşüncesi, kanısı, °efkârıumumiye

KAMUS : Turkish Turkish

üyük sözlük

KAMUSAL : Turkish Turkish

kamuyla ilgili

KAMUSALLAŞMA : Turkish Turkish

kamusallaşmak eylemi

KAMUSALLAŞMAK : Turkish Turkish

kamusal duruma gelmek

KAMUTANRICI : Turkish Turkish

tümtanrıcı, °panteist

KAMUTANRICILIK : Turkish Turkish

tümtanrıcılık, °panteizm

KAMUTAY : Turkish Turkish

(dil devriminin ilk yıllarında) türkiye büyük millet meclisi'nin genel kurulu

KAMYON : Turkish Turkish

motorlu büyük yük taşıtı

KAMYONCU : Turkish Turkish

kamyonla taşıyıcılık yapan kimse

KAMYONCU : Turkish Turkish

kamyon kullanan sürücü

KAMYONCULUK : Turkish Turkish

sahip olduğu kamyonu başkası aracılığıyla çalıştırtma işi

KAMYONCULUK : Turkish Turkish

kamyon sürücülüğü

KAMYONET, -Tİ : Turkish Turkish

1500 kilogram yük taşıyan küçük kamyon, °pikap

KAN : Turkish Turkish

atardamar ve toplardamarlarda dolaşarak gözelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı

KAN : Turkish Turkish

soy, nesep

KAN : Turkish Turkish

düşmanlık, husumet

KAN : Turkish Turkish

vurulan kimsenin öcü, kini