Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KANI ISINMAK : Turkish Turkish

(birine karşı) yakınlık duymak

KANI KAYNAMAK : Turkish Turkish

coşkun ve kıpırdak olmak

KANI KURUMAK : Turkish Turkish

çok usanmak, çok bıkmak

KANİ OLMAK : Turkish Turkish

inanmak, kanmak

KANI PAHASINA : Turkish Turkish

yaralanmayı ya da ölümü göze alarak

KANI SICAK : Turkish Turkish

sevimli, kendini çabuk sevdiren

KANI SULANMAK : Turkish Turkish

kansızlığa uğramak

KANİ, -İ : Turkish Turkish

kanmış, inanmış

KANIK : Turkish Turkish

elindekinden hoşnut olan, azla yetinen, yetingen, °kanaatkâr

KANIKLANMAK : Turkish Turkish

edindiği bir şeyi yeter bulmak, yetinmek, °kanaat etmek

KANIKLIK : Turkish Turkish

elindekinden hoşnut olma durumu, °kanaat, °kanaatkârlık

KANIKMAK : Turkish Turkish

kanmak, gönlü kanmak

KANIKSAMA : Turkish Turkish

kanıksamak eylemi

KANIKSAMAK : Turkish Turkish

çok yinelenme nedeniyle etkilenmez olmak, alışmak

KANIKSAMAK : Turkish Turkish

ıkkınlık getirmek, usanmak

KANIKSANMA : Turkish Turkish

kanıksanmak eylemi

KANIKSANMAK : Turkish Turkish

kanıksamak eylemine konu olmak

KANIKSAYIŞ : Turkish Turkish

kanıksamak eylemi ya da biçimi

KANIMA GÖRE ( YA DA KANIMCA) : Turkish Turkish

düşünceme, inancıma göre

KANINA DOKUNMAK : Turkish Turkish

çok sinirlendirmek

KANINA GİRMEK : Turkish Turkish

irini öldürmek ya da öldürtmek

KANINA GİRMEK : Turkish Turkish

(bir kızın) kızlığını bozmak

KANINI İÇİNE AKITMAK : Turkish Turkish

sıkıntısını belli etmemek

KANIRILMAK : Turkish Turkish

kanırmak eylemine konu olmak

KANIRMA : Turkish Turkish

kanırmak eylemi