Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KANO : Turkish Turkish

kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne

KANON : Turkish Turkish

elirgin aralıklarla ilerleyen iki ya da daha çok sesin oluşturduğu kompozisyon

KANOTİYE : Turkish Turkish

düz kenarlı şapka

KANSER : Turkish Turkish

ir organ ya da dokudaki gözelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalması ve başka organlara yayılmasıyla beliren kötücül ur, incitmebeni

KANSERBİLİM : Turkish Turkish

kanser hastalıklarını inceleyen tıp dalı, °kanseroloji, °onkoloji

KANSERBİLİMCİ : Turkish Turkish

kanserbilim uzmanı, °onkolog

KANSERLEŞME : Turkish Turkish

kansere dönüşme

KANSERLEŞMEK : Turkish Turkish

kansere dönüşmek, kanser durumunu almak

KANSERLEŞTİRİCİ : Turkish Turkish

kanser yapıcı, °kanserojen

KANSERLİ : Turkish Turkish

kanser niteliğinde olan

KANSERLİ : Turkish Turkish

kansere yakalanmış

KANSEROJEN : Turkish Turkish

kanserleştirici

KANSEROJENEZ : Turkish Turkish

kanseroluş

KANSEROLOJİ : Turkish Turkish

kanserbilim, °onkoloji

KANSEROLUŞ : Turkish Turkish

kanserin oluşmasına neden olan her şey, °kanserojenez

KANSIZ : Turkish Turkish

yeterli kanı olmayan

KANSIZ : Turkish Turkish

kan dökmeden yapılan

KANSIZ : Turkish Turkish

kanı az olan, çok kan kaybetmiş olan, °anemik

KANSIZ : Turkish Turkish

duygusuz ve korkak

KANSIZ : Turkish Turkish

soysuz

KANSIZ CANSIZ : Turkish Turkish

kanı az olan, zayıf, bitkin

KANSIZLAŞMA : Turkish Turkish

kansızlaşmak eylemi

KANSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

kanı azalmak, kansız kalmak

KANSIZLIK : Turkish Turkish

kanda alyuvar sayısının ve hemoglobin miktarının azalmasından ileri gelen bir hastalık durumu, °anemi

KANSIZLIK : Turkish Turkish

duygusuzluk, korkaklık