Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAP, -BI : Turkish Turkish

ıçi gaz, sıvı ya da katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne

KAP, -BI : Turkish Turkish

kap kacak

KAP, -BI : Turkish Turkish

türlü şeylerin taşınması ya da korunması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb

KAP, -BI : Turkish Turkish

kapak, °cilt

KAP, -BI : Turkish Turkish

kabın içindeki yemek, çeşit

KÂP, -Bİ : Turkish Turkish

aşık kemiği

KAPAK : Turkish Turkish

her türlü kabın üstünü örtmeye ya da bir deliği kapamaya yarayan nesne

KAPAK : Turkish Turkish

dolap, sandık gibi şeyleri örtmeye yarayan parça

KAPAK : Turkish Turkish

kitap, defter gibi şeylerin en üstüne geçirilen kılıf

KAPAK : Turkish Turkish

her hangi bir açıklığı kapatmaya yarayan devingen parça

KAPAK TAŞI : Turkish Turkish

lağım, suyolu v.b.'nin gereken yerlerinde bırakılan deliğin üzerini örten geniş ve yassı taş

KAPAK TAŞI : Turkish Turkish

mezarlarda en üstte bulunan taş

KAPAKÇIK : Turkish Turkish

küçük kapak

KAPAKÇIK : Turkish Turkish

yürekte ya da damarlarda kanın ya da başka sıvıların geri dönmesini önleyen supap durumunda küçük kapak

KAPAKÇIKLI : Turkish Turkish

kapakçığı olan

KAPAKLAMAK : Turkish Turkish

ir tekneyi, yelkenliyi vb.yi onarmak için ters çevirmek

KAPAKLANMA : Turkish Turkish

kapaklanmak eylemi

KAPAKLANMAK : Turkish Turkish

ayağı takılıp yüzüstü düşmek

KAPAKLANMAK : Turkish Turkish

(yelkenli tekne) güçlü rüzgâr ya da ansızın gelen sağanak etkisiyle devrilmek

KAPAKLI : Turkish Turkish

kapağı olan ya da belli nitelikte kapağı olan

KAPAKLIK : Turkish Turkish

kapak taşı

KAPAKSIZ : Turkish Turkish

kapağı olmayan

KAPAKSIZ : Turkish Turkish

görgüsüz, terbiyesiz

KAPALI : Turkish Turkish

kapanmış olan, açılmamış, °mestur

KAPALI : Turkish Turkish

geçilmez, geçit vermeyen (yol)