Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ANLAMLI : Turkish Turkish

ımalı, manalı, °manidar

ANLAMLI ANLAMLI : Turkish Turkish

anlamlı olarak

ANLAMSAL : Turkish Turkish

anlamla ilgili olan

ANLAMSALLIK : Turkish Turkish

anlamsal olma durumu

ANLAMSALLIK : Turkish Turkish

içimden çok öze ilişkin olma durumu

ANLAMSIZ : Turkish Turkish

anlamı olmayan, bir şey anlatmayan, boş, saçma, manasız

ANLAMSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

anlamdan yoksunlaşmak, anlamını yitirmek

ANLAMSIZLIK : Turkish Turkish

anlamsız olma durumu, manasızlık, boşluk

ANLARSIN YA! : Turkish Turkish

açıklanmaması gereken, bir olayı dolaylı yoldan anlatmak için kullanılır

ANLAŞILAN : Turkish Turkish

görünüşe göre, galiba

ANLAŞILAN : Turkish Turkish

anlaşıldığına göre, °galiba

ANLAŞILDI VEHBİ'NİN KERRAKESİ : Turkish Turkish

işin içyüzü, gerçeği öğrenildi

ANLAŞILDI VEHBİ'NİN KERRAKESİ : Turkish Turkish

anlaşılmak

ANLAŞILIRLIK : Turkish Turkish

ir kişinin ya da bir sözün karşıdakince anlaşılabilme özelliği

ANLAŞILIRLIK : Turkish Turkish

sözlü bir anlatının ya da konuşma biçiminin, algılama testleriyle belirlenen anlaşılma derecesi

ANLAŞILMA : Turkish Turkish

anlaşılmak eylemi, dışavurumun ereğine ulaşması

ANLAŞILMAK : Turkish Turkish

anlamak eylemine konu olmak, belli olmak, ortaya çıkmak

ANLAŞILMAK : Turkish Turkish

anlaşılabilir, kavranabilir, benimsenebilir olmak

ANLAŞILMAZ : Turkish Turkish

anlaşılması güç olan, karışık, °muğlak

ANLAŞILMAZ : Turkish Turkish

anlamı belli olmayan

ANLAŞILMAZLIK : Turkish Turkish

anlaşılmaz olma durumu

ANLAŞMA : Turkish Turkish

anlaşmak eylemi, uyuşma, uzlaşma, işbirliğine girme, °itilaf

ANLAŞMA : Turkish Turkish

devletlerarası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılan uzlaşma ve bu uzlaşmanın saptandığı belge, uyuşma, ittifak, °itilaf, °antant

ANLAŞMA YAPMAK : Turkish Turkish

anlaşma belgesi düzenleyip imzalamak

ANLAŞMAK : Turkish Turkish

düşünce, duygu, erek bakımın-dan birleşmek