Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ANTİLOP : Turkish Turkish

antiloplardan, sıcak ülkelerde yaşayan, çok hızlı koşan, boynuzlu bir hayvan (anthilopus)

ANTİLOP : Turkish Turkish

u hayvanın derisinden yapılmış

ANTİLOPLAR : Turkish Turkish

gevişgetiren memeli hayvanların, örneği antilop olan familyası

ANTİMON : Turkish Turkish

atom sayısı 51, atom ağırlığı
75 olan, 630 °c'de ergiyen, haddede ya da çekiç altında işlenemeyen, çoğunlukla basım harfleri alaşımında kullanılan mavimtırak beyaz renkte bir element, simgesi sb

ANTİNOMİ : Turkish Turkish

çatışkı

ANTİPARAZİT : Turkish Turkish

asalak giderici

ANTİPATİ : Turkish Turkish

sevimsizlik, soğukluk

ANTİPATİ : Turkish Turkish

karşıt duygu

ANTİPATİK : Turkish Turkish

sevimsiz, soğuk

ANTİPATİK BULMAK : Turkish Turkish

sevimsiz bulmak, kanı kaynamamak

ANTİSEPSİ : Turkish Turkish

mikropları ilaçla öldürme yollarının tümü

ANTİSEPTİK : Turkish Turkish

antisepsi yapmak için kullanılan ya da antisepsi özelliği olan (madde)

ANTİSİKLON : Turkish Turkish

yüksek basınçlı, atmosfer kütlesi; havanın sarmal biçimli hareketi için kullanılır

ANTİTEZ : Turkish Turkish

karşısav

ANTİTOKSİN : Turkish Turkish

ıçine giren toksinleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı özdek, zehire karşı ilaç, °panzehir

ANTLAŞMA : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok devletin saldırmazlık, savaşta bağlaşıklık gibi konularda üstlenmelerini belirttikleri belge ve belgede belirtilen durum, °muahede, °pakt

ANTLAŞMAK : Turkish Turkish

antlaşma yapmak, ahitleşmek

ANTLI : Turkish Turkish

ant içmiş ya da ant içirilmiş

ANTOLOJİ : Turkish Turkish

ozanların, yazarların, bestecilerin yapıtlarından alınmış seçme parçalardan oluşan yapıt, seçki, °güldeste

ANTRAKT : Turkish Turkish

tiyatroda, operada perde arası

ANTRASİT, -Tİ : Turkish Turkish

güçlükle tutuşan, koku, duman çıkarmadan, büyük bir ısı vererek yanan bir tür taşkömürü

ANTRE : Turkish Turkish

giriş, °methal

ANTRENMAN : Turkish Turkish

sporda ya da herhangi bir konuda yöntemli çalışma, alıştırma, °idman, °egzersiz

ANTRENMANLI : Turkish Turkish

gerekli antrenmanı yapmış olan, idmanlı

ANTRENMANLI : Turkish Turkish

alışkın, hazırlıklı