Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AR : Turkish Turkish

argon'un simgesi

AR BELASI : Turkish Turkish

namus ve onuru için başkası söz eder korkusu

AR DAMARI ÇATLAMAK : Turkish Turkish

utanç duyulacak şeyleri hiç sıkılmadan yapar olmak

AR ETMEK : Turkish Turkish

utanmak

AR NAMUS TERTEMİZ : Turkish Turkish

utanmazı olmayan

AR YILI DEĞİL, KÂR YILI : Turkish Turkish

irinin sıkılmayı bir yana bırakarak yalnız çıkarına baktığı anlatılırken söylenir

ARABA : Turkish Turkish

tekerlekli, motorlu ya da motorsuz her türlü kara taşıtı

ARABA : Turkish Turkish

arabayla taşınmış ya da taşınacak miktar

ARABA DEVRİLİNCE YOL GÖSTEREN ÇOK OLUR : Turkish Turkish

iş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur

ARABA FALAKASI : Turkish Turkish

çift atlı arabalarda, okun dibinde ve iki yanında bulunan uçlarına koşum kayışları bağlanan ağaç bölüm

ARABA KULLANMAK : Turkish Turkish

araba sürmek

ARABA VAPURU : Turkish Turkish

çoğunlukla deniz ulaşımında iki kıyı arasında kara taşıtlarını taşıyan vapur, °feribot

ARABACI : Turkish Turkish

arabayı süren kimse

ARABACI : Turkish Turkish

araba yapan ya da satan kimse

ARABACILIK : Turkish Turkish

araba sürme işi

ARABACILIK : Turkish Turkish

araba yapma ya da satma işi

ARABAĞLANTI : Turkish Turkish

ıki yazılım arasında bilgi alışverişini sağlayan bağlantı

ARABAĞLANTI : Turkish Turkish

ir sistemin ya da alt kümesinin dışarıyla iletişimini sağlayan donanım ya da yazılım modülü

ARABALI : Turkish Turkish

arabası olan

ARABALIK : Turkish Turkish

araba konan yer, °garaj

ARABALIK : Turkish Turkish

araba dolduracak miktar

ARABAN : Turkish Turkish

türk müziğinde bir makam

ARABAN BUSELİK : Turkish Turkish

türk müziğinde bir bileşik makam

ARABAN KÜRDİ : Turkish Turkish

az kullanılmış, bileşik bir makam

ARABANIN TEKERİNE TAŞ KOYMAK : Turkish Turkish

güçlük çıkarmak