Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ARDILMAK : Turkish Turkish

musallat olmak

ARDIN ARDIN : Turkish Turkish

geri geri

ARDINA DÜŞMEK : Turkish Turkish

arkasından gitmek, peşini bırakmamak

ARDINA KADAR AÇIK : Turkish Turkish

(kapı, pencere için) sonuna kadar açık

ARDINCA : Turkish Turkish

hemen arkasından, arkası sıra, ardı sıra

ARDINCA : Turkish Turkish

arkasından, ardından

ARDINDA YÜZ KÖPEK HAVLAMAYAN KURT, KURT SAYILMAZ. : Turkish Turkish

önemli kimseleri çekemeyip onlara dil uzatanların çok olduğunu anlatır

ARDINDAN ( YA DA ARKASINDAN) ATLI KOVALAMAK : Turkish Turkish

ir işi gereksiz bir telaşla yapanlar için söylenir

ARDINDAN SAPAN TAŞI YETİŞMEZ : Turkish Turkish

ir şeyin çok hızlı gittiğini anlatmak için kullanılır

ARDINI ALMAK ( YA DA GETİRMEK) : Turkish Turkish

itirmek, tamamlamak

ARDINI KESMEK : Turkish Turkish

arkası gelmemek, önlemek, son vermek, durdurmak

ARDIŞIK : Turkish Turkish

irbiri ardından gelen, °mütevali

ARDIŞIK SAYILAR : Turkish Turkish

ir, iki, üç gibi birbiri ardından gelen sayılar

ARDIŞIKLIK : Turkish Turkish

ardışık olma durumu

ARDİYE : Turkish Turkish

genellikle ticaret eşyasını saklamaya yarayan yer, °depo, °antrepo

ARDİYE : Turkish Turkish

öyle bir yerde saklanan eşya için ödenen ücret

ARDUVAZ : Turkish Turkish

kayağantaş, kayrak

ARENA : Turkish Turkish

amfiteatrın ortasında, boğa güreşi, yarış, oyun gibi türlü gösteriler yapılan alan

ARENA : Turkish Turkish

siyasal çekişmelerin geçtiği yer

AREOMETRE : Turkish Turkish

sıvıölçer

ARGAÇ : Turkish Turkish

dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik, atkı

ARGAÇLAMAK : Turkish Turkish

dokumada argaç atmak

ARGIN : Turkish Turkish

yorgun, zayıf, bitkin

ARGIN : Turkish Turkish

eceriksiz

ARGINLIK : Turkish Turkish

argın olma durumu