Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ARİTMİ : Turkish Turkish

itim bozukluğu, düzensizlik

ARİTMİ : Turkish Turkish

yürek atışlarındaki düzensizlik

ARİTMİK : Turkish Turkish

itimli olmayan, düzensiz

ARİYA : Turkish Turkish

sancağı, yelkeni ya da sereni direkten aşağı alma, arya

ARİYET, -Tİ : Turkish Turkish

eğreti, ödünç

ARİYET, -Tİ : Turkish Turkish

elli bir taşınır malın kullanılmasının, geri verilmek koşuluyla bedelsiz olarak bir kimseye bırakılması

ARİYETEN : Turkish Turkish

ödünç olarak, eğreti olarak

ARIZ : Turkish Turkish

sonradan ortaya çıkan

ARIZ OLMAK : Turkish Turkish

sonradan ortaya çıkmak

ARİZA : Turkish Turkish

yüksek bir oruna sunulan mektup ya da dilekçe

ARIZA : Turkish Turkish

engebe

ARIZA : Turkish Turkish

aksama, aksaklık, bozukluk, takıntı

ARIZA : Turkish Turkish

ir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak ya da eski durumuna getirmek için notanın soluna konan diyez, bemol ve bekar (natürel) işaretlerinin ortak adı

ARIZA YAPMAK : Turkish Turkish

ozulmak, işlemez duruma gelmek

ARIZALANMAK : Turkish Turkish

arıza, aksaklık göstermek, bozulmak, takılmak

ARIZALI : Turkish Turkish

engebeli

ARIZALI : Turkish Turkish

(aygıt vb.için) aksayan, işlemeyen, bozulmuş

ARIZASIZ : Turkish Turkish

engebesiz, düz

ARIZASIZ : Turkish Turkish

aksamayan, bozulmadan işleyen, kusursuz, takıntısız

ARIZİ : Turkish Turkish

sonradan olan, dıştan gelen

ARIZİ : Turkish Turkish

geçici, eğreti

ARK, -KI : Turkish Turkish

ıçinden su akıtmak için toprağı kazarak yapılan açık oluk, hark, °cetvel, °kanal

ARKAÇ : Turkish Turkish

ağıl

ARKAÇ : Turkish Turkish

dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, kuytu yer

ARKACI : Turkish Turkish

yükü sırtında taşıyan hamal