Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ARZULAMAK : Turkish Turkish

ıstek duymak, özlemek, istemek

ARZULANMAK : Turkish Turkish

arzulamak eylemine konu olmak

ARZULU : Turkish Turkish

ıstekli, hevesli

AS : Turkish Turkish

kakım

AS : Turkish Turkish

ıskambil kâğıtlarında birli

AS : Turkish Turkish

ir işte başta gelen (kimse ya da şey)

AS : Turkish Turkish

arsenik'in simgesi

AS- : Turkish Turkish

ast sıfatının kısaltılmışı; eklendiği sözcüğün daha aşağı derecelisini anlatan yeni sözcükler türetmeye yarar

: Turkish Turkish

pişirerek hazırlanan yemek

AŞ DAMI : Turkish Turkish

kimi bölgelerde yemek pişirilen yer, mutfak

AŞ OCAĞI : Turkish Turkish

yemek pişirilip yoksullara dağıtılan yer

AŞ TAŞINCA KEPÇEYE PAHA OLMAZ : Turkish Turkish

sıkışık zamanlarda işe yarayan şey önemsiz de olsa çok değer kazanır

ASA : Turkish Turkish

kimi ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç simgesi olarak, törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç ya da metalden değnek

ASA : Turkish Turkish

eskiden ihtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa

ASABİ : Turkish Turkish

sinirli

ASABİ : Turkish Turkish

sinirsel

ASABİLEŞMEK : Turkish Turkish

kızmak, öfkelenmek, sinirlilik belirtileri göstermek; sinirlenmek

ASABİLİK : Turkish Turkish

asabi olma durumu

ASABİYE : Turkish Turkish

sinir hastalıklarıyla ilgili hekimlik kolu

ASABİYE : Turkish Turkish

sinir hastalıklarıyla ilgili hastane bölümü

ASABİYECİ : Turkish Turkish

sinir hastalıkları uzmanı

ASABİYET, -Tİ : Turkish Turkish

sinirlilik

ASACAK : Turkish Turkish

askı

AŞAĞI : Turkish Turkish

ir şeyin alt bölümü

AŞAĞI : Turkish Turkish

ir yere göre daha alçak yerde bulunan