Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ASIK : Turkish Turkish

asılı

AŞIK : Turkish Turkish

aldır kemiğiyle eklemleşerek bileğin belli başlı oynak merkezini oluşturan, ayak bileğinde bulunan küçük kemiklerden biri

AŞIK : Turkish Turkish

yapı çatılarında uzun mertek, aşırma

ÂŞIK : Turkish Turkish

ir kimseye ya da bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse)

ÂŞIK : Turkish Turkish

halk içinde yetişen, deyişlerini sazla söyleyen, sözlü koşuk geleneğine bağlı halk ozanı

ÂŞIK : Turkish Turkish

sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad, dost

ÂŞIK : Turkish Turkish

dalgın, kalender (kimse)

ÂŞIK : Turkish Turkish

ahbap, arkadaş gibi bir seslenme

AŞIK ATMAK ( YA DA AŞIK OYNAMAK) : Turkish Turkish

aşık kemiğiyle oyun oynamak

AŞIK KEMİĞİ : Turkish Turkish

aşık

ÂŞIK OLMAK : Turkish Turkish

sevmek, tutulmak

AŞIK OYUNU : Turkish Turkish

aşık kemikleriyle oynanan eski bir türk oyunu

ASIK SURATLI : Turkish Turkish

hoşnutsuzluğunu, kızgınlığını yüzüne sert bir anlam vererek belirten, öfkeli görünüşlü yüzü olan

ÂŞIKA BAĞDAT SORULMAZ : Turkish Turkish

ir şeye çok istekli olan kimsenin, o şeyi elde etmedeki zorlukları hiçe saydığını anlatır

ÂŞIKANE : Turkish Turkish

âşığa yaraşır biçimde (olan)

AŞİKÂR : Turkish Turkish

açık, apaçık, belli, besbelli, meydanda

AŞİKÂR ETMEK : Turkish Turkish

açıklamak; belli etmek, faş etmek

AŞİKÂRE : Turkish Turkish

açıkça, belli ederek, saklamadan

AŞIKI CUK OTURMAK : Turkish Turkish

her istediği olmak

ÂŞIKLI : Turkish Turkish

tutkunu, düşkünü

ASIKLIK : Turkish Turkish

yüzünün asık olma durumu, sertlik

ÂŞIKLIK : Turkish Turkish

âşık olanın durumu

ÂŞIKLIK : Turkish Turkish

ozanlık sanatı

ÂŞIKTAŞ : Turkish Turkish

irbirleriyle sevişen erkek ve kadından her biri

ÂŞIKTAŞLIK : Turkish Turkish

karşılıklı sevişme, °muaşaka