Turkish Turkish
(BİRİNİN) DAMARINI BULMAK : Turkish Turkish
iğne yapmak ya da kan almak için iğneyle damara girmek
(BİRİNİN) DAMARINI BULMAK : Turkish Turkish
hoşlanabileceği biçimde davranıp uysallığını sağlamak
(BİRİNİN) DEDİĞİNE GELMEK : Turkish Turkish
irinin düşüncesini önce kabul etmezken sonradan doğru bulup kabul etmek
(BİRİNİN) DİŞİNİ SÖKMEK : Turkish Turkish
kötülük edemeyecek duruma getirmek
(BİRİNİN) DİŞİNİ SÖKMEK : Turkish Turkish
kötülük edemeyecek duruma getirmek
(BİRİNİN) DİZGİNİNİ KISMAK : Turkish Turkish
üzerindeki baskıyı artırmak
(BİRİNİN) DÜĞÜNÜNÜNDE KALBURLA (ELEKLE) SU TAŞIMAK : Turkish Turkish
ir yardımına karşılık olarak bekâr bir kimseye çok büyük bir yardımda bulunma sözü olarak kullanılır
(BİRİNİN) DÜMEN SUYUNDA GİTMEK : Turkish Turkish
irine bağımlı olmak, her şeyde ona uyarak davranmak
(BİRİNİN) EKMEKİNE YAĞ SÜRMEK : Turkish Turkish
istenmediği halde birinin işine yarayacak biçimde davranmak
(BİRİNİN) EMRİNE GİRMEK : Turkish Turkish
ir kimsenin buyruğu altında bulunmayı kabul etmek
(BİRİNİN) ENSESİNE YAPIŞMAK : Turkish Turkish
yakalayıp sıkıştırmak
(BİRİNİN) ETRAFINDA DÖRT DÖNMEK : Turkish Turkish
istediğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak
(BİRİNİN) GEÇMİŞLERİ : Turkish Turkish
irinin ölmüş anası, babası ve dedeleri
(BİRİNİN) GEÇMİŞLERİNİ KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish
irinin ölmüşlerini yermek ya da onlara sövmek
(BİRİNİN) GEMİSİ ŞAPA OTURMAK : Turkish Turkish
iş, düzelemeyecek kadar bozulmak
(BİRİNİN) GEMİSİ ŞAPA OTURMAK : Turkish Turkish
iş, düzelemeyecek kadar bozulmak
(BİRİNİN) GIRTLAKINA BASMAK : Turkish Turkish
irini bir şey yapmaya çok zorlamak
(BİRİNİN) GÖNLÜ İLE OYNAMAK : Turkish Turkish
irini sever görünüp eğlenmek
(BİRİNİN) GÖZÜNDE : Turkish Turkish
ir kimseye göre, nazarında, indinde
(BİRİNİN) GÖZÜNE GİRMEK : Turkish Turkish
sevgi ve ilgisini kazanmak
(BİRİNİN) GÖZÜNÜ AÇMAK : Turkish Turkish
görüşünü değiştiren bilgi vermek, uyarmak
(BİRİNİN) GÖZÜNÜ AÇMAK : Turkish Turkish
ilk kez karşı cinsle yakın ilişki kurmak
(BİRİNİN) GÖZÜNÜ BAĞLAMAK : Turkish Turkish
düşünce ve duygularını yanıltmak
(BİRİNİN) GÖZÜNÜ KORKUTMAK : Turkish Turkish
yıldırmak
(BİRİNİN) GÖZÜNÜN İÇİNE BAKMAK : Turkish Turkish
ir kimsenin üstüne titremek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani