Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AV KÖPEĞİ : Turkish Turkish

tazı, kopoy, zağar gibi av için eğitilmiş köpek

AV KUŞU : Turkish Turkish

avlanan kuş

AVA ÇIKMAK : Turkish Turkish

avlanmak için gitmek

AVADANCI : Turkish Turkish

eski osmanlı sarayında bir sınıf hademe

AVADANLIK : Turkish Turkish

ir işi yapmada, bir aracı onarmada kullanılan araç ve aygıt takımı

AVAL : Turkish Turkish

saflığı sersemlik derecesine varan (kimse)

AVAL AVAL : Turkish Turkish

aptal bir biçimde, aptal aptal

AVAL, -Lİ : Turkish Turkish

ir ticaret senedinde üçüncü bir kimsenin ödemeden sorumlu olanlar yararına alacaklılara karşı senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence, °kefalet

AVAM : Turkish Turkish

halkın aşağı tabakası, ayaktakımı, °proleter, °parya

AVAM : Turkish Turkish

halk

AVAM KAMARASI : Turkish Turkish

ıngiltere milletvekilleri meclisi

AVANAK : Turkish Turkish

kolaylıkla kandırılabilen ya da aldatılabilen

AVANAKLIK : Turkish Turkish

avanak olma durumu, avanakça davranış

AVANAKLIK ETMEK : Turkish Turkish

aptallık etmek, avanak gibi davranmak

AVANGARD : Turkish Turkish

ir sanat ya da düşünce akımına öncülük eden, öncü

AVANS : Turkish Turkish

öndelik

AVANS ALMAK : Turkish Turkish

öndelik almak

AVANS ÇEKMEK : Turkish Turkish

öndelik çekmek

AVANS VERMEK : Turkish Turkish

öndelik vermek

AVANTA : Turkish Turkish

ir kimsenin, emek vermeden sağladığı kazanç

AVANTACI : Turkish Turkish

eleşçi, bedavacı

AVANTACILIK : Turkish Turkish

eleşçilik, bedavacılık

AVANTADAN : Turkish Turkish

edavadan, beleşten

AVANTAJ : Turkish Turkish

üstünlük sağlayan şey, yarar, °kâr

AVANTAJ : Turkish Turkish

üstün olma, ileride olma