Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AVLU : Turkish Turkish

ir yapının ya da yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, °havlu, °hayat

AVOKADO : Turkish Turkish

armut görünümlü meyvesiyle tanınan anayurdu orta amerika olan ağaç

AVRASYA : Turkish Turkish

irbirinden kesin doğal sınırlarla ayrılmamış olan avrupa'yla asya'ya verilmiş ortak ad

AVRAT : Turkish Turkish

kadın

AVRAT : Turkish Turkish

karı, eş

AVRAT PAZARI : Turkish Turkish

cariyelerin satıldığı pazar

AVRAT PAZARI : Turkish Turkish

kadınların öteberi sattıkları pazaryeri

AVRET YERİ : Turkish Turkish

edep yeri, ut yeri

AVRET, -Tİ : Turkish Turkish

utanma, °edep

AVRUPAİ : Turkish Turkish

avrupalılara özgü, avrupalılar gibi

AVRUPALI : Turkish Turkish

avrupa halkından olan kimse

AVRUPALI : Turkish Turkish

avrupa'dan olan, avrupa' ya özgü olan

AVRUPALILAŞMAK : Turkish Turkish

avrupalıların düşünce, davranış ve yaşamlarını benimsemek

AVUÇ AÇMAK : Turkish Turkish

dilenmek

AVUÇ AÇMAK : Turkish Turkish

dilenmek

AVUÇ AVUÇ : Turkish Turkish

her seferinde ya da herkese birer avuç dolusu

AVUÇ AVUÇ : Turkish Turkish

(para için) bol bol, pek çok

AVUÇ AVUÇ : Turkish Turkish

her seferinde ya da herkese birer avuç dolusu

AVUÇ AVUÇ : Turkish Turkish

(para için) bol bol, pek çok

AVUÇ DOLUSU : Turkish Turkish

pek çok

AVUÇ DOLUSU : Turkish Turkish

pek çok

AVUÇ İÇİ : Turkish Turkish

elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü

AVUÇ İÇİ : Turkish Turkish

elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü

AVUÇ İÇİ KADAR : Turkish Turkish

çok küçük (yer, alan)

AVUÇ İÇİ KADAR : Turkish Turkish

çok küçük (yer, alan)