Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
(BİRİNİN) GÖZÜNÜN İÇİNE BAKMAK : Turkish Turkish

uyruğunu yerine getirmeye hazır bulunmak

(BİRİNİN) GÖZÜNÜN İÇİNE BAKMAK : Turkish Turkish

ir arzunun gerçekleşmesi için gözleriyle birine yalvarmak

(BİRİNİN) GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAMAK : Turkish Turkish

hiç acımamak, hiç merhamet etmemek

(BİRİNİN) GÜNAHINA GİRMEK ( YA DA GÜNAHINI ALMAK) : Turkish Turkish

irisi için haksız olarak kötü düşünmek, kuşkulanmak; °iftira etmek

(BİRİNİN) GÜNAHINI ÇEKMEK : Turkish Turkish

irinin yaptığı ya da birine karşı yapılan kötülüğün cezasını görmek

(BİRİNİN) HAKKINI YEMEK : Turkish Turkish

irinin hakkı olan şeyi vermemek

(BİRİNİN) HARÇI OLMAK : Turkish Turkish

ir iş, birinin yapabileceği nitelikte olmak

(BİRİNİN) HATIRI KALMAK : Turkish Turkish

gücenmek, kırılmak

(BİRİNİN) HATIRINDAN ÇIKAMAMAK : Turkish Turkish

sevdiği, saydığı birinin isteğini gönlünü kırmaktan çekindiği için reddedememek

(BİRİNİN) HATIRINI KIRMAK : Turkish Turkish

üzmek, gücendirmek

(BİRİNİN) HATIRINI SAYMAK : Turkish Turkish

gerekli saygıyı göstermek

(BİRİNİN) HESABINA GELMEK : Turkish Turkish

yararına uygun, elverişli olmak

(BİRİNİN) HESABINI GÖRMEK : Turkish Turkish

alacağını verip ilişiğini kesmek

(BİRİNİN) HESABINI GÖRMEK : Turkish Turkish

cezalandırmak, ortadan kaldırmak

(BİRİNİN) HIŞMINA UĞRAMAK : Turkish Turkish

(birinden) zulüm görmek

(BİRİNİN) HOŞUNA GİTMEK : Turkish Turkish

iri beğenmek

(BİRİNİN) HUYUNA SUYUNA GİTMEK : Turkish Turkish

onu kızdırmayacak ya da ürkütmeyecek biçimde uysalca davranmak

(BİRİNİN) İFADESİNİ ALMAK : Turkish Turkish

sorguya çekmek

(BİRİNİN) İFADESİNİ ALMAK : Turkish Turkish

görgü tanığının anlattıklarını yazmak

(BİRİNİN) İFADESİNİ ALMAK : Turkish Turkish

üstün gelmek; yenmek; hırpalamak

(BİRİNİN) İPİNİ ÇEKMEK : Turkish Turkish

irini ölçülü davranmaya zorlamak

(BİRİNİN) İPİYLE KUYUYA İNİLMEZ : Turkish Turkish

kendisine güvenilmez

(BİRİNİN) İZİNDEN YÜRÜMEK ( YA DA GİTMEK) : Turkish Turkish

irine içten bağlanarak onun başladığı işi aynı anlayışla sürdürmek

(BİRİNİN) İZİNE BASMAK : Turkish Turkish

gözden uzaklaştırmayarak ne yaptığını gözetlemek

(BİRİNİN) KAFASINI VURMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin kafasını kesmek