Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AZIMSAMA : Turkish Turkish

azımsamak eylemi

AZIMSAMA : Turkish Turkish

yetersiz bulma, beğenmeme, az bulma

AZIMSAMAK : Turkish Turkish

ir şeyin umulduğundan az olduğu yargısına varmak, daha fazlasını istemek, az görmek, az bulmak

AZIMSANMAK : Turkish Turkish

az görülerek beğenmemek

AZINLIK : Turkish Turkish

ir topluluğun sayıca az olan bir bölümü, °ekalliyet, "çoğunluk" karşıtı

AZINLIK : Turkish Turkish

ir ülkede egemen ulusa göre ayrı soydan ve sayıca az olan topluluk

AZINLIK HÜKÜMETİ : Turkish Turkish

mecliste çoğunluğu olmayan partinin kurduğu hükümet

AZINLIKLAR : Turkish Turkish

ir ülkede egemen çoğunluktan soy, din, dil vb. bakımlardan ayrılan küçük topluluk, °ekalliyet

AZINLIKTA KALMAK : Turkish Turkish

ir toplulukta belli bir düşünceyi tutanlar sayıca az olmak

AZIŞMAK : Turkish Turkish

gittikçe kızışmak, şiddetlenmek: kavga azıştı

AZIŞTIRMAK : Turkish Turkish

azışmasına yol açmak

AZITMA : Turkish Turkish

azıtmak eylemi

AZITMA : Turkish Turkish

ıleri gitme, aşırılık, azgınlık

AZITMAK : Turkish Turkish

azgın duruma gelmek, azmak

AZITMAK : Turkish Turkish

çığırından çıkmak

AZITMAK : Turkish Turkish

uzaklaştırmak, bırakmak, başıboş bırakmak

AZITTIRMAK : Turkish Turkish

azıtmasına yol açmak, azgın duruma getirmek, azdırmak

AZİZ : Turkish Turkish

sevgide üstün tutulan, °muazzez

AZİZ : Turkish Turkish

ermiş, eren

AZİZE : Turkish Turkish

ermiş kadın, iyilik ve günahsızlıkla tanrı'ya yaklaşmış kadın

AZİZE : Turkish Turkish

kadınlar için kullanılan sevgi ve saygı bildiren seslenme

AZİZLİK : Turkish Turkish

aziz olma durumu

AZİZLİK : Turkish Turkish

muziplik

AZİZLİK ETMEK (YAPMAK) : Turkish Turkish

muziplik etmek, şaka olarak aldatmak

AZLETMEK, -DER : Turkish Turkish

ir görevliyi işinden ayırıp açıkta bırakmak, görevden almak, çıkarmak