Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SİGORTA OLMAK : Turkish Turkish

ir kimse ya da bir şey ilerde olabileceği düşünülen kazanın zararını gidermek için sigortaya bağlanmak

SİGORTACI : Turkish Turkish

elirli bir prim karşılığında, sigortalıya ya da bir tazminattan yararlanacağı belirtilmiş olan kimseye, bir zarara uğraması durumunda bir para ya da gelir ödemeyi üstlenen kimse

SİGORTACI : Turkish Turkish

sigorta şirketinde çalışan kimse

SİGORTACILIK : Turkish Turkish

sigortacının işi

SİGORTALAMA : Turkish Turkish

sigortalamak eylemi

SİGORTALAMAK : Turkish Turkish

sigorta etmek

SİGORTALAMAK : Turkish Turkish

(bir şeyi) güven altına almak

SİGORTALANMAK : Turkish Turkish

ir kişi ya da nesneyi sigorta kapsamına almak

SİGORTALI : Turkish Turkish

sigorta edilmiş

SİGORTALI : Turkish Turkish

güvence altına alınmış, sağlama bağlanmış

SİGORTALI : Turkish Turkish

sosyal sigorta kapsamına alınmış işçi

SİGORTASIZ : Turkish Turkish

sigorta edilmemiş

SİGORTASIZ : Turkish Turkish

güvence altına alınmamış, sağlama bağlanmamış

SİGORTASIZ : Turkish Turkish

sosyal sigorta kapsamına alınmamış işçi

SIHHAT, -Tİ : Turkish Turkish

sağlık, esenlik

SIHHAT, -Tİ : Turkish Turkish

doğruluk

SIHHATLER OLSUN : Turkish Turkish

hamamdan çıkanlara ya da tıraş olanlara söylenen bir nezaket sözü

SIHHATLİ : Turkish Turkish

sağlıklı, esen

SIHHATLİ : Turkish Turkish

gerçek, doğru

SIHHİ : Turkish Turkish

sağlıkla ilgili, sağlık korunmasına uygun, sağlıksal, °hijyenik

SIHHİYE : Turkish Turkish

sağlık işlerinin tümü

SIHHİYECİ : Turkish Turkish

sağlık memuru, sağlık görevlisi

SIHHİYECİ : Turkish Turkish

orduda basit sağlık işleri görebilecek kadar bilgi ve deneyimi olan er, çavuş ya da başçavuş

SİHİR, -HRİ : Turkish Turkish

üyü

SİHİRBAZ : Turkish Turkish

üyücü