Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ŞIKIR ŞIKIR ŞIKIR ŞIKIR OYNAMAK : Turkish Turkish

çok sevinmek

ŞIKIRDAMA : Turkish Turkish

şıkırdamak eylemi

ŞIKIRDAMAK : Turkish Turkish

irbirine çarpan metal paraların çıkardığı sese benzer bir ses çıkarmak

ŞIKIRDAMAK : Turkish Turkish

aydınlanmak, parlamak

ŞIKIRDATMA : Turkish Turkish

şıkırdatmak eylemi

ŞIKIRDATMAK : Turkish Turkish

şıkırtılı ses çıkartmak

ŞIKIRDATMAK : Turkish Turkish

hlk. birine para verileceğini şaka yollu anlatmak

ŞIKIRTI : Turkish Turkish

genellikle metal bir nesnenin şıkırdarken çıkardığı ses

SIKIŞABİLİRLİK : Turkish Turkish

ir basınç artışı etkisiyle özellikle gaz ve sıvılarda yüksek olan hacim azaltma özelliği

SIKIŞIK : Turkish Turkish

sıkışmış bir durumda olan

SIKIŞIKLIK : Turkish Turkish

sıkışık olma durumu

SIKIŞMA : Turkish Turkish

sıkışmak eylemi

SIKIŞMAK : Turkish Turkish

irbirine basınç yapacak kadar yaklaşmak

SIKIŞMAK : Turkish Turkish

asınçla iki şey arasında kalmak

SIKIŞMAK : Turkish Turkish

dar bir yere zorla sığmak ya da sığdırılmak

SIKIŞMAK : Turkish Turkish

zor bir durumda kalmak

SIKIŞMAK : Turkish Turkish

sıkıntı ve darlık vermek, çarpıntı duymak

SIKIŞMAK : Turkish Turkish

doğal ihtiyacını gidermek zorunluğunu duymak

SIKIŞMAK : Turkish Turkish

para darlığı çekmek

SIKIŞMAZ : Turkish Turkish

hacmi başınçla azaltılamayan (madde)

SIKIŞTIRICI : Turkish Turkish

sıkıştırma özelliği olan

SIKIŞTIRICI : Turkish Turkish

kompresör

SIKIŞTIRILMA : Turkish Turkish

sıkıştırılmak eylemi

SIKIŞTIRILMAK : Turkish Turkish

sıkıştırmak eylemi yapılmak

SIKIŞTIRIŞ : Turkish Turkish

sıkıştırmak eylemi ya da biçimi